0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
119
Okunma
Az da olsa, çirkin de olsa, Yalandan da olsa sevdin kendini, Yörünge şaşmamış, kaderse zaman, Uyumsuzluk peydahlandı, bir piç, Sebepler silsilesiyle örülmüş bir ağıt.
Gözlerinde küf kokusu, Dizlerinde pas, Aynadaki suretin, yorgun bir kıyıya vurmuş, Biraz kalmış sevdadan, Kalanı, kırık dökük bir masal.
Zaman rüzgarını saldı, Küller savruldu göğe, Bir aşkın mirasıydı, Çürük bir sarnıçta, Biriken hüsran gözyaşları.
Az da olsa, çirkin de olsa, Sevmişsin ya kendini, Yetmiş işte bu kadarı, Yörünge şaşmaz, Kaderdir, taş duvarında yankılanan ses.
Ve sebep, ardında sürükler, Yırtık bir mektup gibi, Kalemi tutan el, titrer, Bir piç gibi düşer cümleler, Uyumsuzluk, boynuna bir ilmek.
Dudaklarında kırık dökük bir türkü, İnce bir sızı, dağ rüzgarı gibi, Göğsüne çöken o ağırlık, Ahh, o uyumsuzluk ki, Her bir sözcükte yeniden doğar.
Az da olsa, çirkin de olsa, Yalandan da olsa sevdin kendini, Zaman, kaderin peşine takılmış, Uyumsuzluk, bir gölge gibi büyür, Ve sebep, geçmişin kırık saatinde durur.
5.0
100% (1)