2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
200
Okunma
Herkesin sırtında kamburu çıkmış bir yük
Yine de durmadan yokuş yukarı gider
Hırstan surlar, savaşlardan büyük
Gafleti, yıldızları delip geçer
Zihinler kokuşmuş bir avuç çöpten farksız
Deniz duyduğu cahil dalgalardan taşar
Ortalıkta vicdan bilmeyen binlerce kansız
Nice diller kendince prangalanmış susar
Hak haklısını bulmazdan güdülen bir dava
Kararı adil kimse değil, zalim verir
Rahat uyusun kalemi kırılan her suçsuz kafa
Dökülen damla damla kan, elbet misliyle sellenir
Sadece sesten gelen zahmetsiz sözcükler
Sebepsizlikten bihaber olmuş, kulaklardan sokulur
Akan suya siper düşmüş biricik “benler”
Kendine sığdıramadığın seni dünya tanımadan unutur
Delice haykırdığın nefret uyumsuz bir melodi
Her nota düştüğü durumdan çaresizce dövünür
Mazlumun yanındadır kinle beslediği geçmişi
İntikam yolu onu dipsiz uçuruma götürür
Güneş bile etrafında pervane dönen gezegenleri
Bir solukta yakıp küle çevirmez
Görgüyü bilmeyen saygısızın sulanmış halleri
Edep nedir hayvandan daha iyi bilmez
Uslanmadıkça çıkmaza sürükleyen çıkarların harcı
Yalanların önü arkası görünmez olur
Gün gelir de birbirine karışırsa siyahı, beyazı
İşte o zaman sadece ağız değil kalp de yorulur
Koca kış, baharı bekler bir gün bile usanmadan
Acizliğin timsali, sabah olmadan kapıya dayanır
Sol ağlatılır sağın yaşı kurumadan
Gözler böyle böyle hayallerden uzak kalır
Sağlam meşe bacak olacak masa bulamazken
Yaşı iyi olan kerestenin kurusu da ıslatılır
Gönlü kapalı olan bakıp da göremezken
Her şeyi duyan kör öylece kenara atılır
İnsan olmayı bilmeyene yaşamak zorluk
Bütün bir ömür pişmanlıkla geçer
Kendi dışında her şeyi bilmiş mahluk
Şeytanın gemisine binmiş ateşten denize sürer
Fatma Ceyda DOĞAN
5.0
100% (3)