10
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
274
Okunma

........
dokunma bana
unutmakla yoğrulmuş sabahlarım var
hatıraların yokuşunda sarsak yürürüm
düşsem de kollarıma düşmem,
çünkü ben
kendimi bile tutamam bazen
dokunma bana
dilimin ucunda kalan sözcükler
yutkunamayan gecelerin mürekkebi
yanlış telaffuz edilmiş bir çocukluk gibiyim
bir türlü düzeltilmeyen kırık cümlelerimle
çok uzun susmuş bir mektubum ben
kayıp mahzenlerinde saklı
ağlamalarım var
biraz nisan, biraz taşra
biraz da boncuk gözlü kedi uykusu
ne çok gidip gelenim oldu,
kimse kalamadı
en çok da ben kendime
dokunma bana
bir parça şubat kalmış yüzümde
karı erimeyen bir gülüş
yüzümü yasladığım rüyalarım var
avuç içlerinde ısınmak isteyen
yabancı bir yürekle otururum ben
penceresi yok içimin
bu şehir
beni sığdıramadı hiç
ben de şehri kendime
her kavşakta eksilen bir bakışla
bir ihtimalin gölgesine tutunuyorum
dokunma bana
çünkü her temas
bir veda ihtimali
çırılçıplak bir şiir gibiyim
üzeri örtülmemiş,
herkese açık değil
sadece birinin
çok derin bir yerinden
okuyabileceği kadar çıplak
dokunma bana
geçmişimin kök saldığı duvar çatlak
üzerime yıkılabilir her an
ve ben,
bir çığlıkla değil,
bir iç çekişle kaybolurum
kimse fark etmeden
dokunma bana
çözme değil, çözülmek istemiyorum
anlatmak değil, anlaşılmak istiyorum
yirmi dört saat değil,
bir an yeter
göz göze
susarak,
hiç dokunmadan…
ben
sözcükleri tersten okuyan bir dilim
a’dan başlamam hiçbir cümleye
çünkü en başı çoktan geçtim
ve en sona
hep bir adım eksik var bende
dokunma bana
kirpiklerimin ucunda biriktirdiğim
yüzlerce ayrılık var
her biri bir rüzgârda
çözülecek kadar narin
ve her biri
beni sen sanacak kadar inatçı
gözlerim,
geçmişin altını çizmiş
mavi bir kalemle
silinse de izi kalır ya hani
öyle bakarım hayata
biraz puslu,
biraz yarım bırakılmış
ben,
başkalarının susarak anlattığı
o yarım öykülerde
kendime paragraf arayan
bir anlatıcıyım
ve her anlatımda biraz daha eksilen
dokunma bana
çünkü bazen iyileşmek
tam da kanamaya alıştığın anda
gelir
ve sen farkında olmadan
yeniden parçalanırsın
bu yüzden
sarılma da bana
bırak,
rüzgâr sarılsın saçlarımın ucundan
yaz yağmuru dokunsun
yüzümdeki
gülümsemeye benzeyen kırıklara
bir ihtimalsen sen,
olma
çünkü ihtimaller
benim en büyük düşüşümdür
ve ben çok düştüm,
kalkmayı da
kimseler görmesin diye hep geceye bıraktım
dokunma bana
çünkü eğer dokunursan
bütün suskunluklarım konuşur
ve sen
hiçbirini duymak istemezsin belki
çözme değil
dokunma da istemem
sadece olduğum gibi durayım
yıkık bir evin
en sağlam duvarı gibi
kendimle baş başa
ve
sen yine de
bir gün
göğsüme düşersen
hiçbir şey sorma
sadece orada kal
çünkü bazen
hiç dokunmamak
en büyük dokunuştur…
Peri Feride ÖZBİLGE
03. 05. 2025