3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2219
Okunma

KAR
Gece yarısıydı hissettiğinde tenini yanaklarım
Saçlarımı okşuyordu puslu ışıklar altında
Yalancıktan ağardı saçlarım yirmilik yaşımda
Beyaz gevercinler konar gibi omuzlarıma
Ölü gecenin gizemli sessizliğinde
Alışılmış bir hüzne büründü topraklar
Sen gelinlik dağıtırken ağaçlara nazlı nazalı
Bembeyaz pamuk ya da en temiz aşk misali
Ama nedense söz geçiremedin çoşkun akan ırmaklara
Ve de sene boyunca yeşilce konuşan çamlara
Oysa çehresi değişti doğanın, gelişinle ovaya
Kendilerine gün doğan kargalar haricinde
Ayılar dalarken uzun kış uykularına
Kuşlar kanat çırptı sıcak diyarlara
Harita alma alışkanlıkları olmadan
Cevizler kırılmaya başlandı sincapların sofrasında
Davarların çayırlara son bakışları ardından
Karıncalar çekildi gizli şehirlerine
Yılanlar da inzivaya yeraltı mabetlerine
Gel gör ki hoşnut değil kimileri gelişine
Dürüstçe avlanmaya üşenen tilkiler
Birde hayatı omuzlarında taşıyan kadınları Sarıkamış’ın
Çileleri başlar senle kısmetine bekleyen kızların
Çırpınır dururlar davar-nakış zigzagları arasında
Oysa ahmakça israf etmekteydi zamanı
Herif sanılan kardan olmayan adamlar
Ayrıca uzun sürünce misafirliğin kışlada
‘Beyaz Cehennem ‘’diye anılır oldun dillerde
İnsanları heykele çeviren marifetin sayesinde
Ya ne demeli akşam çayına edişine fırtınayı
Oğlu boranı ,kuzeni ayazı
Unutma ki anlaşılacak sırların bir bir
Çekildiğinde ruhlarımız ebedi istirahatine
(Not:Bu şiir Kars-Sarıkamış’ta yapmış olduğum askerliğime ithaf edilmiştir.)