0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
63
Okunma
Kırık sandalyede oturmuş hayat
Zamanı gelince kalkıyor
Ihlamur demlenir köşede
Mangal yanında oturmuş
Uslu kediler
Bırakılmış bir yara izi üzerinde
Çekilmiş ay ışığı milinde
Tütsüler yanar kandillerde
Yorgun bırakılmış defterdir hayat
Elimde yıkık duvarlar
Şurada kırık keklik
Gidiyor en son aşık olduğum vapur
Papyon üzerinde kül damlamış
Yorgun masada iskambil gibi dağıtılmış
Uykusuz bekçinin gözüdür hayat
Kubbesinde gezinen güvercin hak der
Her dem kifayetsiz, biteviye ıslaktır
Dilruba hanım mendil düşürür
Hakkı bey aşk masalı okur
Kalbin sıkışmasıdır hayat
Ben yaslandım arkama
Çelik sular içmişim sonunda
Ne sağıma ne de soluma
Yerime veya yurduma
Adını almadım ömür boyu aklıma
Rutubetli evlerde ceket kokusu
Mandala sıkışmış parmak
Kara kalem kehribar
Üç beş susam tanesi
Güvercin gazete üzerinde
Çöp kenarında kedi ve yorgun gazel
Sokak lambasını bekler civanım
Her şeyin adı aşk.