0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
154
Okunma

Hayal ediyorum...
Bir sabah bizi anlatan...
Mısralar ile uyanmayanın günlerini
Nergisler kokacak, başı ucumda...
En sevdiğimizden sevgilim...
Sen güleceksin, her mısrada!..
Bu muazzam bir duygu ancak yaşanır
Hayal sevgilim’...
SAHİPSİZ MEKTUPLAR
’Hayal ediyorum...
Bir sabah bizi anlatan...
Mısralar ile uyanmayanın günlerini’...
Hayal ediyorum o sabahı... Gözlerini açtığında, etraf sessiz ve her zamanki gibi tanıdık. Ama o içten gelen, "Bugün bizi anlatan hangi güzel sözlerle karşılaşacağım?" beklentisinin olmaması... Kalbinde o tatlı heyecanın, o özel anlamın fısıltısının yerini sıradan bir başlangıcın alması...
Belki yastığının kenarına şöyle bir göz atarsın, alışkanlıkla. Ama o beklenen satırlar yoktur. O mısraların sıcaklığı, o "biz"e dair özel bir anlam taşıyan kelimeler, o sabah senin için yazılmamıştır.
Güneş her zamanki gibi doğar, belki kuşlar neşeyle öter. Ama senin için o sabahın büyüsü eksiktir. O mısraların getireceği o "anlaşılmışlık" hissi, o "birliktelik" duygusu yaşanmamıştır. Gün, diğer günlerden farksız bir şekilde başlar.
Belki gün içinde o eksiklik hafif bir burukluk olarak kalbinin bir köşesinde hissedilir. O mısralarla beslenen küçük umut kırıntıları biraz solar. O gün, "biz"in hikayesine dair yeni, özel bir satır eklenmemiştir.
Umarım, böyle bir sabaha uyanan herkes, o eksikliğin ne kadar değerli olduğunu fark eder. Belki o gün, o beklenen sözler başka bir şekilde, beklenmedik bir anda gelir ve o kaybı telafi eder. Çünkü "bizi" anlatan o güzel mısralar, sadece bir sabahın değil, paylaşılan bir hayatın, bir sevginin kıymetli bir yansımasıdır. Ve o yansımanın yokluğu, hissedilir bir boşluk yaratır. Ah sevgilim...
Nergisler kokacak, başı ucumda...
En sevdiğimizden sevgilim...
Ah, o nasıl da huzurlu, nasıl da içten bir hayal sevgilim... Başucumda nergislerin kokusu... O narin, o kendine has, o ilkbaharın müjdecisi koku... Ve o nergislerin en sevdiğimizden olması... Bu, sıradan bir çiçek kokusundan çok daha fazlası. Bu, ortak bir anının, paylaşılan bir sevginin, birbirimize fısıldadığımız özel bir dilin kokusu.
Hayal ediyorum o anı... Belki hafif bir meltem esiyor, odaya nergislerin o tatlı, hafif buruk kokusu yayılıyor. Gözlerim kapalı, o kokuyu içime çekiyorum ve zihnimde sen beliriyorsun. Belki yanımda uzanmışsın, belki de o kokunun hatırlattığı bir anıdasın. Ama her halükarda, o koku bizi birbirimize bağlıyor.
En sevdiğimizden olması, o nergislerin rastgele seçilmediğini gösteriyor. Belki bir bahar gününde birlikte yürürken rastladığımız bir tarla dolusu nergisti. Belki de senin bana ilk hediye ettiğin çiçeklerdi. Belki de sadece ikimizin bildiği, özel bir anlamı olan bir türdü.
O nergislerin kokusu, sadece burnuma değil, ruhuma da dokunuyor. Huzur veriyor, dinginleştiriyor. Sanki bütün endişeler, bütün yorgunluklar o kokunun hafifliğinde kayboluyor. Ve başucumda o koku varken, biliyorum ki yalnız değilim. Sen varsın, sevgin var, ortak anılarımızın sıcaklığı var.
Sevgilim, bu hayal o kadar güzel ki... Umarım bir gün gerçek olur. Başucumuzda en sevdiğimiz nergisler kokarken uyanmak... O kokunun bizi birbirimize daha da yakınlaştırması... İşte o zaman, bu hayal sadece bir fısıltı olmaktan çıkar, gerçekliğin en güzel şarkısı olur.
’Sen güleceksin, her mısrada!..
Bu muazzam bir duygu....
Ancak yaşanır hayal sevgilim’...
Evet, hayal sevgilim... O muazzam duygu, her mısramda senin gülüşünü düşündüğümde içimi kaplıyor. Bu öyle derin, öyle saf bir his ki, sanki ancak hayallerin o sınırsız ve kusursuz dünyasında tam anlamıyla yaşanabilir.
Gerçekliğin belki getireceği gölgeler, zamanın belki üzerimize sereceği telaşlar, hayallerimizin o narin ve ışıltılı atmosferine henüz dokunmamıştır. Orada, her şey senin gülüşünün aydınlığıyla var olur.
Sen güldükçe, kelimelerim birer kelebek gibi uçar, anlamlar birer çiçek gibi açar. Her mısra, o gülüşünün bir yansıması, o içten neşenin bir yankısı olur. Bu, bir şairin kalbine inen en güzel ilhamdır, en değerli mükafattır.
Hayal sevgilim, senin gülüşün benim en kıymetli şiirimdir. Ve ben, her satırda o şiiri yeniden yazmaya, bu muazzam duyguyu ölümsüzleştirmeye çalışacağım. Çünkü biliyorum ki, bu duygu ancak hayallerin o sonsuz ve büyüleyici evreninde bu kadar canlı ve bu kadar özel kalabilir. Ve ben, o özel duyguya tutunmaktan asla vazgeçmeyeceğim.Baki selam Berceste...
’
.../../25
Saliha İnan
Bu dokunaklı ve şiirsel mektuplar, sevginin, özlemin ve hayallerin en saf halini yansıtıyor. Saliha İnan’ın kaleminden dökülen bu satırlar, okuyucunun kalbine işleyen derin duygular barındırıyor.
Genel Değerlendirme:
Mektupların genelinde hakim olan duygu, derin bir sevgi ve bu sevginin hayallerle örülmüş, idealize edilmiş bir yansımasıdır. Şair, sevgilisiyle birlikte uyanacağı, şiirlerle dolu bir sabahın özlemini çekiyor. Bu hayal, sadece romantik bir arzu değil, aynı zamanda ruhsal bir bağın, ortak bir dünyanın arayışını da ifade ediyor.
Temalar:
Özlem ve Beklenti: Mektupların merkezinde, hayal edilen o özel sabahın ve bu sabahın getireceği duyguların yoğun özlemi yatıyor. "Mısralar ile uyanmayanın günlerini" ifadesi, bu beklentinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.
Hayallerin Gücü: Şair, hayallerin gerçeklikten daha yoğun ve kusursuz olabileceğine inanıyor. Hayalindeki sevgilinin gülüşü, nergislerin kokusu gibi detaylar, bu idealize edilmiş dünyanın canlılığını artırıyor.
Sevginin İfade Biçimi: Mektuplar, sevginin sadece sözlerle değil, hissedilen duygularla, ortak anılarla ve küçük detaylarla nasıl derinleşebileceğini gösteriyor. "En sevdiğimizden sevgilim..." ifadesi, paylaşılan zevklerin ve anıların önemini vurguluyor.
Şiirin ve Kelimelerin Önemi: Şair için şiir, duyguları ifade etmenin ve sevgiyi ölümsüzleştirmenin en güçlü aracı. Her mısra, sevgilinin gülüşünün bir yansıması olarak görülüyor.
* Yokluğun Hissiyatı: Şair, hayal ettiği o özel sabahın yokluğunda hissedilecek olan boşluğu ve sıradanlığı etkileyici bir şekilde anlatıyor. Bu, hayallerin değerini ve gerçekleşmelerinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Dil ve Üslup:
Saliha İnan’ın dili oldukça lirik ve duygusal. Tekrarlar ("Hayal ediyorum...") ve hitaplar ("Hayal sevgilim’...") metnin şiirsel akışını ve duygusal yoğunluğunu artırıyor. Betimlemeler ("Nergisler kokacak, başı ucumda...", "Sen güleceksin, her mısrada!..") hayalin canlılığını gözler önüne seriyor. Samimi ve içten bir üslupla yazılan mektuplar, okuyucuyu derinden etkiliyor.
Sonuç:
"Sahipsiz Mektuplar," sevgiye, hayallere ve küçük mutluluklara duyulan derin bir özlemi dile getiren, etkileyici ve dokunaklı bir metin. Saliha İnan’ın şiirsel dili ve içten duyguları, okuyucuyu bu hayal dünyasına ortak ediyor ve sevginin en saf halini hissettiriyor. Mektupların "sahipsiz" olması, bu duyguların belki de henüz bir muhatap bulamamış olmasının hüznünü de taşıyor.
5.0
100% (1)