0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
274
Okunma
Bir gün soluğum kesilecek her fani gibi
Toprak olacak bu beden
Unutulacağım, kimse de hatırlamayacak
Belki de umursamayacak en yakınlarım
Hatta sevdiklerim bile
Bu dizelerden başka bir şey de kalmayacak benden
Sadece sol yanı eksik kalmış ölü bir beden
Ve karşılıksız kalan bir aşk hikâyesi
Sen de hatırlamayacak, umursamayacaksın biliyorum
Oysa gözlerin benim ışığımdı
Şimdi ise ışıksız, zifiri karanlıklardayım
Ben böyle nasıl yaşarım, bilmiyorum
Bir tarafım yaz bir tarafım kış
Kış ne kadar kara olursa olsun
Bir cemre ile biter ve bahar gelir
Ama benim gönlümden ne kış gitti, ne de sen geldin
Şimdi bıçak sırtı ya da Araf’ta ince bir çizgidir hayatım
Bir yandan da intikam alıyor kırık dökük hatıralar
Belleğime kazınmış resmindeki bakış
Gözümden damlayan iki damla yaş
Yüreğime çok gelen sevgin
Dudaklarından ıslak bir öpüş
Kış gönlüme bir ateş
Soluğu kesilen bedenime bir nefes olsa
Umurunda olur muydu, bilmiyorum
Ayrıca arkandan ‘’gitme’’ diye yakarışlarım
Seni sevdiğimi söylediğim dağlar taşlar
Gökte uçan kuşlar, denizde dalgalar
Balık peşinde koşan martılar
Hatta herkes duydu feryadımı, figanımı
Bir sen duymadın be vefasız...
İnan ki yaşamak değil benimkisi, hayata tutunmak
Niye ki, ne için?
Olmayan sen, yarınlar için mi?
Ayrıca yaşamayan nereden bilsin çektiklerimi
Oysa ölümden beterdir yaşadıklarım
Şimdi nefes alsam da yaşayan bir ölüyüm
Biliyor musun, aynalara da küstüm ağlamaktan
Kan oturan gözlerimi, mutsuzluk dolu yüzümü görmekten
Gülümsemelerim de sahte
Sensizliğimi kimse görmesin, acıtmasın içimi diye
Şimdi elimde seninle olan bir resim
Bir iki solmuş mektup
Yazdıklarını okur ağlarım
Onlar da olmasa diyeceğim ki her şey yalan
Söyle şimdi, bu gönül senden nasıl vazgeçsin?