0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
207
Okunma
Toprak kokar ellerin,
Gökyüzünü unutur ayakların,
Oysa seni dik yaratan Rab,
Eğilmeni değil, doğrulmanı istedi.
Hayvanlardan farklıydık,
Sürünme bize yakışmazdı.
Ama biz,
Eğildik dünyanın paslı altınlarına.
Emaneti taşırdık,
Omuzlarımız göklerden ağırdı.
Ama bir avuç menfaat,
Omurgamızı kırdı.
Ey insan!
Eğilip duran sırtın,
Gölgesini bile doğrultamaz.
Toprak seni özler,
Ama toprağa düşmek için değil,
Göğe yükselmek için yaratıldın.
Sana "Dosdoğru ol!" dendi,
Fakat sen,
Menfaatin önünde eğildin,
Hakikatin önünde değil.
Kime eyildin ey insan?
Bir tahta, bir kağıda mı?
Elden ele gezen bir yalana mı?
Yoksa kendi nefsine mi?
Omurganı kaybettin,
Omuzlarını çaldılar.
Ama bil ki Rabbin,
Her düşüşüne bir fırsat sakladı.
Yeter artık,
Ayağa kalk!
Doğrul yüreğinle,
Gölgen bile dosdoğru olsun ardında.
Dağlara bak,
Başları dimdik durur.
Rüzgarlar onlara eğil der,
Ama dağlar yalnız Allah’a boyun eğer.
Sen de bir dağ ol!
Yalanın vadilerinde kaybolma.
Kendi dik duruşunda,
Kendi gök kubbeni kur.
Ey insan!
Hayatın bir imtihan,
Ve sen,
Omurgasız kalmayı seçersen,
Kendi mezarını kazarsın her adımda.
Toprak seni çağırır,
Ama unuttuğun şey şu:
Toprak seni tutacak olan değil,
Seni göklere kaldıracak olandır.
Doğru ol!
Dik dur!
Ve bil ki,
Omurganı kaybedersen insanlığı da kaybedersin.
Erol Kekeç/24.03.2025/Ankara
5.0
100% (1)