20
Yorum
49
Beğeni
4,9
Puan
464
Okunma
Bir zamanlar, yaz gecelerinin sarhoş ettiği bir kasabada, bir adam yaşardı. Ne zaman geceyi beklese, gökyüzü ona yeni umutlar fısıldar, yıldızlar birer dost olurdu. Ama bu adam, beklemeyi severdi. Her gecenin derinliğinde, her yıldızın parıltısında bir kayıp arardı, ne olduğunu bilmediği bir kayıp.
Bir akşam, bir yudum huzur arayarak pencereyi açtı. Dışarıda gece, yavaşça dünyayı sararken, o, yıldızlara bakıp bir anlık huzurun ne kadar uzak olduğunu düşündü. Adımlarını sokakta attı, ama bir türlü gitmek istediği yere varamıyordu. Her adımda, zaman bir düş gibi kayıp gitmekteydi, dünya ise bir nefes kadar yakın olsa da, o hala bekliyordu. Belki de o bekleyiş, bir tür kaybolma halinin ta kendisiydi.
Bir gün, kasabaya bir yabancı geldi. Konuşmadı, gözleri sadece geceyi izledi. Adam, o yabancının gözlerinde, yıllardır aradığı şeyi bulduğunu hissetti; ama ne olduğunu anlayamadı. Yabancı, bir sabah kasabayı terk etti, geriye sadece bir iz bırakarak.
O iz, adamın ruhunda kalan tek şeydi. Yabancı gitmişti ama o, gecelerdeki yıldızları bir daha hiç aynı gözlerle göremedi. Gecenin koynunda kaybolan her umut, bir başka bekleyişin başlangıcıydı.
Ve adam, o günden sonra, geceyi sadece izledi. Zaman bir kum tanesi gibi ellerinden kayıp giderken, beklemek, bir hayalin peşinden sürüklenmek, en derin huzuru verir oldu.
Mevsim yaz, gecenin koynunda bir başka umut
Yatak, huzurun sessizliğinde uyur, rüyalar en güzelini tutar.
Pencereyi açtım, ayaklarım arasında zaman bir düş gibi
Yıldızlar ellerimle dokunulası, fakat gökyüzü hep uzakta.
Bütün dünya bir nefes, bir soluk kadar yakın
Ama adımlarım hala yolda, hala bekleyen bir kuytu arzusunda.
Gecenin derinliğinde, kalbimde kaybolan her bir ses
Beni sarhoş eden bir melodi, her anı bir düş gibi ağır.
Yazın sıcaklığında, ruhum bir orman gibi soluk alırken
Gönlüm, bir çiçekten diğerine rüzgarla savrulur.
Ay, gözlerimdeki parıltıyla dünyayı yavaşça sarar
Ve her bir adımım, geçmişin topraklarına basar.
Zaman, bir kum tanesi gibi hızla kayar ellerimden
Ama hala bir hayalin peşinden sürükler beni.
Her yıldız, bir umut, bir dilek, bir kayıp sevda
Ve ben, hala beklerken, seni bulduğum o masum anı.
Zaman ne kadar yakın olsa da, sen hep uzak kalırsın
Ve gecede, bir başka umut daha doğar, seni hatırlatan.
Bir anlık sessizlik, her şeyin ortasında kaybolur
Zamanın yavaşladığı yerde, ben ve sen bir bütün oluruz.
Yıldızlar, gökyüzünün mavi örtüsünde kayar
Ve içimdeki umut, son bir kez parlar, sonra söner.
Ama belki de bu bekleyiş, bir masalın sonudur
Bir rüya ki, uyanınca her şey eski haline döner.
Ve ben, bu yolda adımlarımı terk ederken
Gecenin koynunda, sadece bir iz bırakırım ardımda.
5.0
95% (20)
3.0
5% (1)