Yirmidört saatin yirmidördünde;
Derdini söylersen derman olurum…
Cemalin cennetin tarifi sanki;
Ben senin yüzüne kurban olurum…

Yağmur damlasıyım gülüne düşen;
Bir yavru serçeyim eline düşen;
Uzaktan görünce diline düşen;
Ben senin sözüne kurban olurum…

Geceyi gündüze bağlama sakın;
Aman ha gönlümü dağlama sakın;
Özledim diyerek ağlama sakın;
Ben senin gözüne kurban olurum…

Tahtadan sedirdi, yatak ettiğin;
Yufkaydı, bulgura kaşık ettiğin;
Kuru soğanlara katık ettiğin;
Ben senin tuzuna kurban olurum…

Ağlasam ağlayan, gülersem gülen;
Anadır evladın derdini bilen;
Meleyen kuzunum ardından gelen;
Ben senin izine kurban olurum…

Ses verse sanırsın bülbül şakıyor;
Başında yaşmağı Kur-an okuyor;
Geçtiğin yerlerde bahar kokuyor;
Ben senin tozuna kurban olurum…

Sen varsan atacak yürek burası;
Eksilmedi Rabbim şükür çırası;
Çoğalsın yürekte ömür sofrası;
Ben senin azına kurban olurum;

Çok şükür yüzümüz ‘ak’ demen var ya;
Ataya merhamet ‘hak’ demen var ya;
Dizlerin ağrısa ‘yok’ demen var ya;
Ben senin nazına kurban olurum…

Ali ALTINLI – 19.03.2025
Saat: 16:11