[ italik
Köhne bir dükkân ki, küçücük oda,
Tombul madam oturuyor önüne bakıp,
Tezgâhın ardında görünür mahzun.
Çilli boynunda bir sürü boncuk,
Şıkırdıyor kollarında bilezikleri…
Deviriyor gözlerini bakarken,
Şişman ayağında tempo sesleri…

Yeni bir plâğı koyuyor şimdi,
Dışarı taşıyor müziğin sesi.
Eski gramofonda yitik bir nefes
Seslenir sanılır yıllar öncesi…

Çiçekli örtüyü işlemiş elde,
Sararmış, minelerin mavi renkleri,
Küçücük vazoda mor menekşeler,
Gülümseyip okşuyor bir bebek gibi…
Sararmış o siyah beyaz fotoğraf,
Gülümser duvarda taze bir kadın,
Seneler öncesinden çağırır gibi…
Sarı saçlarında küçük bukleler,
Her birinde saklı sıcak sevgiler…

Pencereden görünen çitli bir bahçe,
Ağaçtan ağaca ipler gerili.
Üstünde uçuşan renk renk çamaşır
El sallıyorlar gibi esen rüzgârla…

Esnedi geriye doğru yaslanıp
Güldü tombul madam, şehlâ bakışlı.
Bu akşam belki de gemi yanaşır,
Beklenen görülür bakarken düşte,
Düşündü geçen yıllar nasıl dolaşık,
Daldı uzaklara aklı karışık…

Duvardaki aynada görünen aksi,
Yıllar öncesinden göz kırpar gibi.
Şehlâ gözlerinden dökülen yaşlar
Ufukta bir gemiye el sallar gibi…

Parmağının ucuyla sildi gözünü,
Çaldığı plâğı koydu yeniden.
Titreyen eliyle tutarken tempo,
Şehlâ gözlerini yumdu derinden…

Hâlenur Kor