2
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
413
Okunma
Beyaz gemi unutulmuş rüyaların paslı çivisi
Şiirlerin kızıl teninde zaman bir koza gibi içine kıvrılıyor.
Yeşil dallar ışığı kucaklarken
Çiçekli topuklar,kuş kanadında dünya
Fısıltım hiçliğin duvarına asılmış
Gözlerimde oluşan nebula bulutları,
ruhumda birer sahne ,
Işık ışık süzülen aynalara.
-gece kitabı denizler,siyahın tonuyla aydınlanıyor -
Saksılara, unutulmuş zamanların buğulu aynalarını asıyorum.
Bırakın insanlar körlüğün dipsiz kuyusuna yuvarlansınlar.
Nar sessizliği, ruhumdan akan ırmağın kıyısında,
çocuk dilimin dağılan tohumları.
Saçlarımda açan papatyalar,
kayıp umutların beyaz fısıltısı
Parmaklarımda uçuşan barış güvercinleri, kırık kanatlarıyla âlemin vicdanını taşıyor.
Sayfalarımın ışığını söndürmeyin,
çünkü karanlıkta bile gerçeğin izleri parlar.
Nilüferlerin göğsüme neden eğildiğini bilmezsiniz,
onlar ruhumun derinliklerine uzanan gizli köprüler
Ölmeden önce gelinciğe anlatın,
o bile varoluşun acısını ve güzelliğini bilir.
Biliyorum, sevginin kıyısında yalnızlığın harabelerini inşa ettiğimi.
Kapımda düş atları, avuçlarıma sönmüş güneşleri bırakırken, söyleyin bana:
Yüzümdeki ağrıyan orman yağmurları, ruhumun derinliklerine akan gözyaşları
dindi mi?
Karanlığın kimsesizliğini soluyorum, konuşkan bir kuşun son çığlığı gibi.
Ateşlerde yanmak,
yeşil şarkının küllerinden doğmaktır.
Kanayan sessizliğin ruh çatlakları,
Düş ıslıklarıyla yola düşen elmalar,
deliliğin gölgeli ağaçları.
Kelebeğin kanatlarında yankılanan çığlık,
varoluşun cam kırıklarında.
Her iklim ruhumun mavi girdabı zamanın kıvrımlarında kaybolur
Gök,düş rüzgarına kırbacını indirsin ,nasıl olsa güneş eritir taşları.
Yüzümün yansımasına tebessüm eden kaldırım çocukları,
Aynı gök altında varoluşun çıplaklığı ile sevişeceğim.
Aç kollarını ,
ruhuma uzanan bir uçurum var