Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
kalekze
kalekze

"Şiir Edeptir"/YALANIN KÜFLÜ YÜZÜ

Yorum

"Şiir Edeptir"/YALANIN KÜFLÜ YÜZÜ

( 5 kişi )

0

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

220

Okunma

"Şiir Edeptir"/YALANIN KÜFLÜ YÜZÜ

Dostlarıma ve Dostlarımdan hasıl olan düşmanlarıma...
Dostluk zamanın en büyük terazisidir.
Kimi yük olur omuzlarına, kimi yoldaş...
Kimi sadakatle yanımda durur, kimi ise dostluğun gölgesinde düşmanlığa büyür.
Bu satırlar, hakiki dostlara bir selam, maskesi düşenlere ayna olsun.
Şiir zarafettir, adalettir,
Sarf edilen her kelam sahibine kefarettir.
Velhasıl
"Şiir Edeptir"

YALANIN KÜFLÜ YÜZÜ

I
Er ayın ardında, kalmaz bilesin,
Üslupsuz yürüyen, binbir hilesin.
Abdestsiz dolaşan, boş bir fitnesin,
Düştüğün çukuru benden mi bildin?

II
Anlarım maksadın, çözdüm bilesin,
Destursuz adımlayan, kirli zilletsin.
Sanma ki insana, ulvi nimetsin,
Anamız Meryem’i kendin mi bildin?

III
Nimet sandın, avuçta kalan tortuyu,
Aklın ermez kelamın usulüne.
Çarmıhı çizen el Yehuda olunca,
İsa’yı bağrında sen mi büyüttün?

IV
Tılsımın laneti, şerre bilesin,
Sözünün ardında, yalan hilesin.
Ateşe odunsun, iblise fersin,
Yusuf kuyusunu senin mi bildin?

V
Pir divanına varmaz bir dille,
Meryem suretinde küflenmiş çehre.
Nemrut’a odun taşıyan ellerle,
İbrahim’in ateşini sen mi söndürdün?

VI
İkram deyip boş kâseye üfleyen,
Hakikati eğip büken, süsleyen.
Kör satıcının terazisinde nur’dan bihaber,
Kelamın şeytandan, altın mı sandın?

VII
Nimet sandın, çamurla yoğrulan harfleri,
Pijamalı ar etti, maymunlar övdü seni.
Kalemi kınından sıyırıp savuran,
Zırhı edep olanı sen mi devirdin?

VIII
Hak yolun düşmanı, eğri niyetin,
İftira karası, bozuk hikmetin.
Her satır içinde yalan hiletin,
Özüne sineni benden mi bildin?

IX
Gölgeni peşinden sürükle dursun,
Pak mı sandın kendini içi çürüksün.
Zehri bal sanana düğüm örülsün,
Mazlumu susturan sen mi bilindin?

X
Hak arayan halka nimetsiz oldun,
İhanet yolunda kaybolup soldun.
Kul hakkı boynuna düğümle doldun,
Vicdanın susuşu benden mi bildin?

XI
Reyhanın rengi mor, sense zifirsin,
Emin oğlu söyledi, hilebaz kirsin.
Ayetle göz boyar, fitne nefessin,
Varlığı yokluğu kendin mi bildin?

XII
İsminin ardında perde misali,
Hakikat dururken yalan timsali.
Sanırsın sanatta derya visali,
Kalemin aynada senden mi bildin?

XIII
Hakkı bilmeyene haram helaldir,
İki yüzle gezen sinsi beladır.
Özüne bakınca suret hayaldir,
Gerçeği rüyada senden mi bildin?

XIV
Ay yüzlü geline katran zifirsin,
Bi çentiği tutan boş bi kibirsin.
Kem gözlü olana cahil nefissin,
Battığın çamuru benden mi bildin?

XV
Hak yerini bulur, adalet yeter,
Zulümle yükseliş zamanla düşer.
İsmin silinir de izin kaviler,
Mazlumun ahını benden mi bildin?

XVI
Derdinin dermanı benim sözümdür,
Nur insin yüzüne, çamur özündür.
Kadim olan dosta sinsi bir leşsin,
Gözdeki parmağı benden mi bildin?

XVII
Er ay doğmadan da kavi biriydi,
Gönlüne taş basan sabır eriydi.
Sen kendini kolla, bu er delirdi,
Kendi kuyunu kazarken yolun var mıydı?

XVIII
Er ay doğmadan da yolu görürdü,
Hakkı bilmeyen kalbin sabrı sömürdü.
Sen kendi düğümün kendin çözdürdün,
Kendi yalanına kandın, aklın var mıydı?

XIX
Kırk yamalı akıl sır giymez olur,
Feraset sönünce dil eğri kalır.
Karanlık desturla yüzüne vurur,
İhanet ipini benden mi bildin?

XX
Şiir edep ister, kelâmda nakış,
Cahile kar etmez ne süs ne bakış.
Terazide şaşmaz, çarpık bir akış,
Şiir edeptir, kendinden mi bildin?

XXI
Pir huzurunda eğilmemiş başın,
Yunus’un dergâhına hafif gelir taşın.
Nemrut’un sofrası açar sana kucak,
Ateşten halıyı kendinin mi bildin?

XXII
Kalem bir emanettir, edeple gezer,
Çamurda yuvarlanmaz, göğü değer.
Sanma Kaşıkçı’dır her cam parçası,
Şiir edeptir, kendinden mi bildin?

XXIII
Mısralar çarmıhta, kaçtı içine İsa,
Zehir dolu diller hakikate tasa.
Kalem diye tuttuğun sahte bir hançer,
Satırlara kanı senden mi bildin?

XXIV
Hira’ya varmadan yol kesen nice eşkıya,
Masumun kanından nasip almaya.
Gölgesi yetmezken sır dolu bir dağa,
Hakkı satırında senden mi bildin?

XXV
Ay dolanır etrafımda dedin,
Bak karanlık bulutlar örttü ismini.
Kutup yıldızı sanıp yürüdün gecelerde,
O yolun sonunu cennet mi sandın?

XXVI
Şiir nimettir, sözü eğmez, bükmez,
Kuyudan ses gelir, nasibin yetmez.
Er oğlu er bilir sözün ehlini,
Şiir edeptir, kendinden mi bildin?

XXVII
Şiir zarafettir, adalettir,
Sarf edilen her kelam sahibine kefarettir.
Şiir elmastır çakıl taşı gibi saçılmaz,
Şunu da iyi kazı zihnine;
Şiir ehline emanettir,
ehil olmayanın elinde harcanmaz.

@E.SENER
Kayıt Tarihi : 9.3.2025 23:23:00

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

"şiir edeptir"/yalanın küflü yüzü Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz "şiir edeptir"/yalanın küflü yüzü şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
"Şiir Edeptir"/YALANIN KÜFLÜ YÜZÜ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL