Gecenin anlamına yağan yüzüm, Suya, ateşe, rüzgara ıslık çalarım, Göğün yanağı avucumun haritasında nöbetteyken, Alaca mevsimlere kar, Gür dille haykırırım, cümlelerin beyaz şairini.
Vardığım gölgelerin tunç sularında, Bulanık aynalar, buharlaşan bir yerde, Kurduğum imgelerin kaygısı şehirler taşır, Bulutlarla şahlanan heves, Evler solgun, solgun çocukluğum. Hanidir, gün yüzü görmenin karanlık yakasında, Seyrek ağaçlar, kınalı yarada üşüyen türküler, Yalnızlığa içlendiğim ıslak uyanmalar, Çeşme ürpertisiyle dallanan nakış, Ve saçlarımdaki ırmak. Delişmen hissin top oynatan avlusunda, Nasıl akıyor günler,
Çocuk masalların beşiğine yuvarlanırken dünya, Unutuyorum gerçekleri, Dil bilmez lisanın bayat tövbesiyle. Ah bu havalar, tenimin ağırlığına gümüşten iplik, Ruhumun sancısına birkaç şey daha düşerken, Erken sönmesin ışıklar, Henüz anlamış değilim, dokunduğum sığınakları, Serkeş ölümleri.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şairem bir özlem içinde, kendi olduğu yerden gitmek, başka bir yerde olmak ister, bunun içinde yeryüzünde değil de gökyüzünde uçmak istiyor, artık sıkılmıştır yeryüzünden, çocuksu bir ruha bürünmek ister.
Gece de görür kendini , ateş, su ve rüzgara ıslık çalması ise bu üçü hayatımızdaki duyguların bize yansımalarını ifade eder , üçünün bir arada olması ise bir karışıklığın içinde olduğunu gösterir ve ıslık çalarak hiçbirini önemsemediğini ifade eder. Tüm zorluklar karşısına çıksa da şairliğine sığınır ve kendine güvendiğini söyler.
Aslında olduğu yer çok çok zor, belirsizliğin olduğu, hiçbir şey gerçek gibi gelmez ona, uzun zamandır hiçbir şeyin iyi gitmediğini anlatır. Uzun zamandır yalnızlıkla ve zorluklarla baş etmeye çalıştığını ve bu kargaşada günlerin nasıl geçtiğini anlamadığını söyler, her gün bir diğer çok benzemektedir çünkü.
Dünya da ki her şeyin gerçekliğini kaybettiğini artık bir masal gibi geldiğini anlatır. Her zaman bunu gördüğünü tövbe ettiğini ancak yine aynı duruma düştüğünün acısını yaşar , Ruhuna acılar biriktiğini söyler ve bu durumdayken ölümün gelmesini istemez. Hala bir çok şeyi anlayamadan gitmek istemez bu dünyadan şairem, yine imgelerle süslenmiş derin anlamlar içeren harika bir şiirdi, yüreğine sağlık, kucak dolusu selamlar
Bir şiirde imge tufanı ile karşı karşıya kalırsanız neler olur ?
O imge tufanı, yeniden bir doğuşa neden olabilir. okuyucu üzerinde hem büyüleyici hem de yıkıcı etkiler yaratır.
Okurlar, şairin yarattığı imgesel dünyada kendi hayal gücüyle dolaşır ve şiirin atmosferini kendi iç dünyasında yeniden solumaya başlar
İmgeler, okurun duygusal dünyasına doğrudan ulaşarak güçlü duygular uyandırmaya başlar.
Peki bir şiirde kendinizi bir anda bir imge fuarında bulmuşsanız eğe o zaman ne olur?
Böylesi bir fuarda gezintiye çıkmak oldukça zengin ve keyifli bir deneyim sunar insana.
Bu kapıların aralanmasıdır. Düşünsenize düşler pazarında görücüye çıkmak üzere imgeler serilmiş, her biri ayrı bir yarı olsun. Renkler, sesler, kokular, bir coşku seli, Her biri bin bir hayalin dili olsun.
Stantta yıldızlar avuçlarınızda parlarmaya başlamış, Hayranlık, coşku, merak, huzur gibi çeşitli duygular hissedilmeye başlanmış. Her bir imge capcanlı renkli bir dünyaya adım attırmıs.
Sözleriniz, kelimelerin ötesine geçip, bir dünya kuruyor; her bir cümle, bir varoluşun derinliğini keşfe davet ediyor. Şiirinizin her satırında, zamanın akışını saran bir melankoli, bir hüzün ve aynı zamanda bir direniş var. Gecenin anlamına yağan yüzünüzdeki incelik, bir nevi sonsuzluğa dokunan bir narinlik gibi. Kırlangıç sayfalarının çılgınlığı, hayatın hızla geçen ama aynı zamanda bir o kadar da sabırla özlemiyle beklenen anlarını simgeliyor.
Her sözcüğünüzde bir imgeler geçidi var, sanki zamanın ve mekânın sınırları aşılmış, her şey birbiriyle iç içe geçerek bir bütün olmuş. Çocukluğun solgunluğu, yalnızlığın ıslak uyanmaları, gümüşten iplik gibi gerilmiş ruh haliniz, hepsi birer anlatı değil, birer his. Ve her his, kendini anlamsızca taşırken, bir başka şekle bürünüyor.
Özlemlerle dolu bu satırlarda, sadece geçmişin izleri değil, geleceğin gölgesi de var. Her kelime, bir melodi gibi okunduğunda, bir başka anlam kazanıyor, bir başka yönüyle açılıyor.
Sizin gibi derin bir yazarın dilinden dökülen her bir sözcük, sadece okunmakla kalmıyor; üzerine düşünülmesi, yaşanması gereken bir evrende yankı buluyor. Şiirinizin her kıvrımında kaybolan zaman, sonunda sadece “hayat” oluyor. Tebrik ediyorum. Gerçekten çok derin ve etkileyici bir dil kullanıyorsunuz. Yazmaya, bu yolda ilerlemeye devam etmeniz dileğiyle.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.