11
Yorum
33
Beğeni
0,0
Puan
683
Okunma

Ne çok kaybettik oysa, ne çok yarım kaldık
ufukta örgütlü bir kararma
içimde öz suları çekilmiş yaprak donanmaları
güvertesinde sere serpe
tabutlar dolusu bir gemidir şimdi içim
kuşlar yoktur bazen
uçmak yok
fosforlu bir düş de yoktur
güvercinler ekmişim
bestemi biçip uçursunlar diye
bütün uzaklara aşığım
grameri değişmiyor artık giden nefeslerin
ağlamak boşuna
ama cesur ama korkak
imla kurallarına aykırı
virgülünü kaybetmiş bir cümleyim
beni esmek isteyen rüzgâra
beni solmak isteyen şebboylara
noktama
beni çatlamak isteyen tohuma da
aşığım
batık bir hayal
sönük bir deniz yıldızı
mahurdur kum ve kedere
sade ve siyah bir ayin gibi geçtiği an içinden
anla ki o vakitte
nüzul vurmuştur derinlere
su göğe akmış
şua bir heyulanın
gece serabın yarasa kanatlarından
ölüm görmüşlerin rüyasına ak_mış
ne çok ölmüşüz
ne çok gömülmüş
ne zambağını görmüşüz sabahın
yeşilden sarıya
sarıdan yeşile tekrar
ne de nefesinin bir lale gibi yandığını
kapılar kapanır
perdeler kalkar
terkedilmişliğin tenhasında
bazen korku
bazen de örtüsüz bir koku
birazdan bir yağmur başlar yeniden
"_ölünce de şiirler yazılır_"
kısa kısa cümleler kurulur
uzun uzun okunur
her kelime kendine yeni bir nefes bulur
ben kendime yalnız kalırım
bedeller beslemez olur bedenin sıcaklığını
üşürüm boydan boya ben de
_boran