2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
409
Okunma

Ayrılığın başkentinde yapayalnız,
Yaşamaksa yaşadığım aşk,
Sürülsün gözlerime ayrılığın hırkası.
Aşkın infazına bir adım kala,
Hâlâ seninle anımsadığım her karanlık…
Zincirsiz mahkûmum, hasretin hücresinde,
Ne firarım mümkün, ne de af dileyen bir söz.
Sensizlik, kirpiklerime kurulan darağacı,
Sevdam ipim olur,
Çeker mi seve seve?
Kalk artık, düştüğün yerden; yalnızlık belki sardı seni,
Ama sen ölü bir deniz değilsin ki!
Sen ki,
Dalgaları çarşaf çarşaf üzerimize örten,
Adını kumlara fısıldayan rüzgâr,
Hafızama kazınan her cümlenle…
Gözlerinde doğsun mavi sabahlar,
Denizler kadar derin olsun bu rüya.
Ruhumu asarım gökyüzüne,
Dönüşün indirir mi beni o ipten?
Gökteki yıldızlar kadar sevdim seni,
Yakut misali gözlerimde parlayan sen…
Bu aşk, yıldızlardan ayrılır mı dersin?
Renk değiştirse de gökyüzü, kalır mı bende ki sen?
Beni uçurumdan iten aşk,
Bir daha yaralar mı kalbimi?
Düşmek için bir daha o uçuruma,
Beni sensiz çıkarır mı yeniden?
Her yarada izi kalan bir hikâye…
Uçurum çağırsada sessizce, bilirim:
Bazı düşüşler geri dönülmez,
Ve bazı aşklar asla ölmez…
Remziye ÇELİK
5.0
100% (4)