15
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1298
Okunma

önce beni katlettin
sonra şehri sevdin
sokakların dilsiz olduğuna inanan her ayyaş
gömdükleri aşk’ları bulmak için geri döndü
sıfatsız kartvizitliler
kart viziteli
istanbul bakışlı ciğerleri yakınca
aşk yüzdürdü boğazda masumiyeti
dokundukça kendine geldi sabah
öyle güzel
öyle güzeldi ki
sende ölememek
titredikçe nefesin iki yakamda
iki yakadan yükselirdi
her dua
ki
mahya gözlerimizdi ayasofya da
neyi silebilirsin ki şimdi
kazandığım günahları mı
hayatın ve ölümün gölgesinde
yan yana asılmış duruşlardık
çoğulcu sevmelerin
inip bindiği otobüs duraklarında
yüzü olmayan kayıp ilanlarımız vardı
biz kaybettikçe
kazananları seyrettik
neyi silebilirsin ki şimdi
kaybettiğim aşk’ı mı
bana inen her akşama
yas bağlayan yıldızlar
parladıkça ihanetin
ten perdesinde
sana iç bırakırdım
insanda kabuğunu çatlatırmış
kabuğuna dahilim ben
tam yaranın altında
acıdıkça çığlığın
başka bir acıya kavuşurdum gözyaşlarınla
neyi silebilirsin ki şimdi
sakladığın gözyaşlarını mı…
“gracias a la vida”
beni silmediğin için…