1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
53
Okunma
Cemalüllah için seç eylemlerini hallerini
Namaz oruç hac zekat şehadet duyguları ve düşünceleri farklılaştırır...ibadet oluşları bundandır...Namazın kıyamı şirke kıyamdır...imkan istemektir Allahtan bu kıyam için...Orucun helalden geçirmesi...adillik duygusu kazandırır...her helal eşit ecirli değil çünkü öyle helaller var ki bin helalle bedeldir...
1970’lerde tv izlemek haram deniliyordu ama Cennet niyetiyle yapılan çok şey helaldir...ve farklıdır...duygu ve düşünceleri
İslam aleminin evlenmekten geçmesi gerek silaha önem vermeli evliliğe harcayacağı parayı silaha harcamalı...silahsızlık ezilmeye sebeptir çünkü...Gazzelini evladı öldürüldü evi yıkıldı silaha önem vermeliydiler...askeri eğitime önem vermeliydiler önceliklerini yanlış seçmişler diyor akıl ve vicdan...
Eşşek dört dil bilse ne olur...yine eşektir...Neslimiz asi oluyor artık evlilikten hayır beklememeliyiz...
Bir amelin Allah’ın katında varlık kazanabilmesi, anlam kazanabilmesi için niyet şarttır...Cennet yani cemalüllah olsun niyetin ...dünyayı cennetle değiştir cennet uğruna harca...Ümmet bilimi kaybetti...bilime sevk et teknolojiye sevk et neslini...değilse o da doğduğuna dünyaya geldiğine pişman olacak çünkü müşrik zalimdir...İsrail ve ABD barışı yok etti işte...
İmam Gazali; ’niyetsiz amel meşakkattir’ demiştir... ve İhyanın niyet bahsinde niyetin fazileti, önemi ve hakikati üzerinde durmuş, amelden daha önemli olduğunu hatırlatmıştır
‘AMELLER NİYETLERE BAĞLIDIR. HER ŞAHIS İÇİN ANCAK NİYET ETTİĞİ VARDIR’ Kadın için hicret edene karşılık kadın verilir...cemalüllah olsun ülkün amacın niyetlerin ülkülerin şahı bu...
Kadın için ırkı için savaşanın cennette hakkı olmaz...Allahtan cemalüllah istemeliydi...Cenabı Hakk’ın ihsanı sınırsızdır ama yapılan amelin karşılığını adaleti icabı verir.
Evet..."Gün içerisinde yapılacak her eylemin Allah katında değerinin olması için, o amelle Allah’ın rızasını kazanmaya niyet etmek gerekir. Sünnet olan kalben niyetlenmektir. Kişinin yapacağı ameli kalbinden geçirmesidir. İnsanın kalbinden geçeni melekler bile duymaz. Sadece Allah Teâlâ ve amele niyetlenen bilir. Dil kalbin tercümanıdır. Kişi sadece kalp ile niyet ettiği zaman tercüman kullanmamış olur. Ameli de direkt Allah’la kul arasında bir amele dönüşmüş olur. Mübahları ibadete çevirmek bu şeklide kolaylaşır. İşte o zaman her anınız ve ameliniz, Allah katında ibadet mesabesinde anlam kazanır."(Nurdan Subaşı)
Evet...İnsan yaptığı ameli Allah rızası için değil de başka maksatlarla –nefs, para, makam- yaparsa o şeyi putlaştırmış olur. Beden olarak iki kişi aynı ameli yaparken birisinin sevap kazanması diğerinin ise bir şey elde edememesi, bu kişilerin niyetindeki ve amelindeki ihlâslarıyla alakalı bir durumdur. İhlâs, kazanma vesilesi olmaktadır. Kişi, amelde bulunurken o amelin hedefi, Allah rızası dışında başka bir hedefse o kişinin kalbinde hastalık vardır. Kişi, halini terbiye etmesi, kalbini tezkiye etmesi gerekir
Evet...Ahirette bazı insanlara amel defterleri takdim edildiğinde şaşırırlar. ‘Herhalde yanlış amel defteri getirildi, çünkü bu defterde benim yapmadığım salih ameller yazılı’ dediklerinde melekler ; ‘sen bunları yapmaya niyet ettin ama müyesser olmadı. Allah da sana yapmışsın gibi sevabını verdi. Yahut da sen yapmadın ama vesile oldun, birisini teşvik ettin veya senin çocukların, talebelerin yaptı. Onların amellerinden sana da yazıldı’ derler. Bizim de böyle amellerimiz ve niyetlerimiz olmalı. Diyelim ki herhangi bir salih amelde öncü oluyorsunuz ya da namaz kılmayı öğretiyorsunuz. Öğrettiğiniz kişiler, o amelleri yaptıkça sevaplarından siz de hissedar olursunuz. Sevaplar amel defterine yazılırken aynı zamanda vesile olanlara da yazılır. Allah; ‘Rabbaniler olun yani dinin temel ilkelerini öğretenlerden olun’ buyurmaktadır.