4
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
258
Okunma
sular yükseldiğinde
yüzü suyu hürmetine
dağların ve taşların
içinde tuttuğun ateşi
uçurumdan bırak
kayaları un ufak eden
zamanın
bir ucundan
öbür ucuna
ki;
sonsuzluktur
kaybolmaz küller
gözesinde birikip
yatağını arayan su
çölün feryadına
damla damla
doğurur Vaha’yı
devayı dert eden
derdi deva eder
yaranın da bir ömrü var
kanatlanıp kabuğundan
uçup gider
rüzgâra açan gelinciği
çağırıp çağırıp
sırt dönmeler
yaralar kırmızıyı
uzar akla zarar saçlar
tacından olur çiçek
açılan avuca sığınınca
kalp ürkek
tanış aşka
ne sözler
ne yeminler
ne hasretler
hükmünü yitirir
ne çok iç açtı ateşe su
ne çok kül döktü köz
yüzünü kızıl ufka tutup
iç çektikçe
eğildi başı gurbetin
bir dirhem sevincin
kefareti bir ton acı
insan insana sır at
inceden bir sızı
boğulunca griden
taktım takıştırdım güneşi
imgeler kıpkırmızı
küstürmeden şiiri gel…
Sude Nur Haylazca
(Vaha Sahra)
29 Ocak 2025
18:19
5.0
100% (10)