1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
238
Okunma

Bir sabah uyandım,
Gökyüzü paslı bir aynaya dönüşmüş,
Ve içinde yüzüm kaybolmuştu.
Bir deniz vardı uzakta,
Ama dalgaları taş gibi ağırdı.
Kumlar ise çığlık atıyordu sessizce,
Anlamadım neden.
Paul’un gözlerinden düşen bir yağmur damlası,
Çizdiğim her yolu silip götürdü.
Bir keresinde,
Yitip gitmiş bir sokakta,
Yaralı bir güvercinle göz göze geldim.
Kanatları kadar hüzünlüydü sessizliği.
O an anladım;
Bazı sessizlikler,
Bir ağıttan daha derinmiş.
Adımlarımda yankılanan bir zaman vardı,
Hangi yöne dönsem eksik,
Hangi yöne baksam bulanık.
Bir isyan mıydı bu yoksa bir kabul mü?
Paul, cevaplar asla bize ait değilmiş,
Ama sorular hep bizimle.
Gözlerinizi yitirdiğinizde,
Renklerin sizi bırakışını izlersiniz
Ve işte o an,
Dünyayı anlamak yerine,
Onu hissedersiniz.
Sedat Kesim
5.0
100% (2)