Bugün
Bir enkaza dönmüş sanki içimin köşebaşları
Sızlıyor yüreğimde dört hanem
Boz bulanık
bulutlar iniyor gözlerime
Bugün, bir hastahane odasında
Sana geldiğim
zamanı silemiyorum usumdan
Buz gibi parmaklarının yanan avuçlarıma sığınışı
Çaresiz gözlerin gözlerimden umut beklediği
O an ; unutamıyorum sesindeki çaresizliği
Sana gelmiştim koşarak
Ya bulamasaydım ellerini ?
Sonra taa Almanya akşamlarına uzandı
Seninle dolu hatıralarım
Keşke sarabilseydik
zaman dilimlerini
Eridim, nefes alıp verişlerinde, dilim dilimdi içim !
Dışarıda yağan karlar serinletemedi gözlerimi
Mevsimler dönmeyecek belki
Açılmayacak mı artık
çiçekler... bilsem
Artık gelmez o
zamanlar
Bir masalmış yaşamak, hayaller kurmak yine
Denizlerimiz engin değil, bakışlarımız gamla dolu
Boşunaymış ağlamak, iç geçirmek
hüzünle
Bazen düşünmek güzel, maziye dönmek güzel
Yeniden hatırlayıp, yeniden yaşamak güzel
Zaman varmı bilemem
Ağla şimdi mazim
Ağla hatıralarımla dolu mevsimler
Eylül ağlasın, karlar sarmış pencerem ağlasın
Siz, dallarda titreyen kuşlar
Ağaçlardaki
özlem titreyişleri
Bırakmayın beni, tutun ellerimi !
Bitmek, tükenmek bilmeyen hatıralarım
Sen ;
çocukluğumuz, yaşadığımız odalarımız, ağaçlarımız
Beni böyle bırakıp gitmeyin ne olur !
Gitme !
Günay Koçak
24. 01. 2025