Geçen yazmışsın...nasılsın diye?
Dışardan bakarsan, iyiyim ben iyi.
Gözlerimin öylesine
güldüğüne aldanma.
Gözlerden akan yaş silinir de...
Kalplerden akan yaş,
yakar-yıkar insanı.
Benim her
zaman kalbim ağladı
dostum.
İçimi bir ben bilirim.
Kalbimin etrafında kırıklar, yanıklar var.
Dostlardan hatıra kalan.
Merhemi henüz icat olmamış.
Sabır insanı acıta acıta tedavi edermiş.
Başı soğan, sonu da bal yemeye benzer derler.
Artık alıştım acılara.
Nasılsın diye soruyorsun ya...
İyiyim ben iyi.
Sadece acılara değil, sırtımdaki hançerlere de alıştım. Hem o hançerlerden bir koleksiyon da yaptım artık.
Gönül dolabımın en güzel yerinde sergiye açtım. Üzerinde biraz da kan var.
Dedim ya...
Acıyla tedavi oluyorum.
Elim kulakta, gözlerim uzakta. Derinden akan bir çağlayan gibi. Sessiz sessiz kendi kendime akıp gidiyorum işte.
Nasılsın diye soruyorsun ya...
İyiyim ben iyi...
Hemde çok iyi
Ama bayağı bir yorgunum.
Tabiplere gösterdim...
Asıl yorgunluk gönlümdeymiş dizlerimde değil.
Henüz..
Dinlenecek ne bir otele rast geldim nede bir tatil köyüne.
Yaralarım içeride
Tuz ektim üzerine
Kimse görmesin bilmesin diye
Boş veeer...
Ben iyiyim iyi.
Gözlerime değil, asıl kalbime bakabilirsen işte o
zaman herşeyi görmen mümkün olacak.
Haydi vur kapısını, bas zile.