geceleri elimde taş
karanlık dağları kırmaya gidiyorum
dağın ucunda yarasa şarkıları
kulakları körelten korku nağmeleri
yaşamdan erken yoruldum
zift ve katranla erken tanıştım
delikanlı çağlarım
sırtıma bırakılan
dünyanın
altında ezilmekle geçti
kömür kalpli dağlardan
defalarca düştüm
kırıldım, çatladım ama ölmedim
izzet-i nefsim için
kör, topal, kötü beni öldürememeliydi
benimle başa çıkamamalıydı koyuluk
öleceksem; sessiz, sakin, mütmain
kendi kendime ölmeliydim
gecenin
siyah tülünü
o günahkar tülünü çekip almalıydım
geceye nurdan bir ışık bırakmalıydım