Yorumunuz için teşekkür ederim.

İslamiyet, Peygamberimiz ve dört halife zamanın da yaşandı... Ondan sonrası yok hükmünde...

Dünya da 52 İslam ülkesi var, Hepsi de Emperyalizmin, Siyonizm ve masonların kuklası olmuşlar, belalarını bulmuşlar...

Yahudiler Filistin de toprak işitiyor, Abdulhamit bir karış toprak vermiyor. Siyonizm Abdülhamit’i tahtan indiriyor. İçerdeki Siyonizm aşıkları Abdülhamit’i vatan haini ilan ediyor. İsrail kurulluğunda İsrail’i ilk tanıyan maalesef Türk Devleti oluyor.

Dünyada 1 tane İslam devleti yok!.. Hıristiyanların başı var, Müslümanlar başsız kalmış... İşte budur asıl mesele...

Elli yıldır, Filistin, Gazze, tüm İslam ülkeleri zulüm altında inliyor.
İki milyarlık Müslüman alemi uyuyor…Tüm dünya zulmü, soy- kırımı filim izler gibi izliyor…

İsrail’in yüz ölçümü 22.145 kilometrekare Nüfusu 9,757 milyon
Yani Türkiye’nin bir şehri kadar tüm dünyaya kafa tutuyor.

Avuç içi kadar İsrail dünyaya kafa tutuyor. Dünya haritasında bir nokta kadar olan ülke yakıyor, yıkıyor, öldürüyor…

Beş yüz milyonluk Arap alemi istese İsrail’i Tükürükle boğar. Fakat sesiz kalıyor… Zulme baş kaldırmayan, zalime had bildirmeyen Müslümanlar yok olsun!..

İsrail uluslararası suda gemimizi basıyor on vatandaşımızı öldürünce, uçaklarımız İsrail’i bombalar diye bekledim. Çıt çıkmadı. Ne acı değil mi?

Rabbim Müslümanı dünyanın Halifesi olarak yaratmış. Dünya da ki haksızlık ve zulmü önlemek, adaleti sağlamak Müslümanların görevi, heyhat, Müslümanlar uyuyor…

Yahudiler ne diyor: Dünyadaki tüm insanlık bizim kölemiz, bizim hizmetçimiz. Bu söz için savaşılır…

Yahudiler ne diyor: Dünyada bize karşı koyacak güç yok! Sırf bunun için savaşılır…

İnsanların yaptığı kanunlar bir müddet sonra ihtiyaçlara cevap vermiyor, insanlığa huzur vermiyor, insanlığı mutlu etmiyor.
Avrupa dan alınan kanunlarla, Müslüman Türk Milletini yönetmeye kalkarsanız, için içinden çıkamazsınız. İnsanların yaptığı kanunları çöp sepetine atın gitsin!..

Benim ana yasam, Baba yasam Kur'an dır, Kur'an!.. Gerisi lafı güzaf... Dünyayı imar edenlerin, ruh imarından haberi yok, insanlık bitmiş, ahlak dibe vurmuş, dünya kan gölü olmuş…

Devletlerin hayatı tıp ki insan hayatı gibi, doğar, büyür, gelişir ve de ölür ve de yok olur…

Hala zihin okumaya çalışıyorsunuz… Tanımadan, bilmeden hakkımda fikir üretip suçlamada bulunuyorsun.

Ben zalimlerden başka kimseye düşman değilim. Bomba olsam, öyle bir gücüm olsa, Amerika’yı Okyanusun dibine, İsrail’i toprağın dibine gömerim. Fransa’yı İngiltere’yi Tüm Batı’yı yok ederim, o zaman dünya huzura kavuşur…

Ölenlerin arkasından konuşmak olmaz, herkes günahıyla, sevabıyla bu dünyadan göçüp gidiyor. Herkes yaptıklarından hesap verecektir.

Beni şahıslar değil sistem ilgilendiriyor. 100 yıldır bozuk sistem yerine oturmamış. Batı kanunlarıyla yönetilirse olacağı bu…

Önce sağcı, solcu dediler milleti böldüler. Gençli birbirine düşürdüler yetmişli, seksenli yıllarda binlerce genç öldürüldü…
Alevi, Sünni dediler insanları birbirine düşürdüler…
Kürt, Türk dediler insan kıyımı yaptılar…
Laik, anti laik dediler milleti bölüp parçaladılar…
Defalarca ihtilal yaptılar çaldılar, çırptılar ülkeyi geri bıraktılar, bozuk düzeni tamir edemediler…
Ahir alemde, O Ukbada, geniş çaplı mizanda kim karlı çıkacak önemli olan odur.

Ne olduğu belirsiz, kıy tırık laik rejim! Dediğime kafayı takıyorsun da 2 Bakan 1 Başbakan asılmış ona üzüntü duymuyorsun...

“Zulümle abat olunmaz.”
“Gün doğmadan neler doğar.”
“Görelim Mevla, neylerse güzel eyler.”

“Ağzı olan konuşuyor.”
Bu tartışmaların sonu gelmez…

Şeriat, Emevî sapıklığı diyen biriyle ben ne konuşayım ki?..
Kalın sağlıcakla, selamlar...

Ve laiklik benim kutsalım değildir. Kutsallık ayrı bir şey, beşer sistem ayrı bir şey hoca. Bir insan laik olmakla dinden çıkmaz. Kimileri öyle söylüyor. e

"Neymiş? En iyi yönetim biçimi Cumhuriyet, demorası, laiklik miş. Geç onu, benim külahıma anlatsınlar. Demokrasi dediğin nedir ki, üçkağıçcı, alavere dala vere recimi. Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdayan..." Ya bu nasıl bir ifade hoca; eleştir eleştir ardı arkası kesilmiyor. Bu nasıl bir dünya görüşü. Hiç bir öneriniz yok. Salla gitsin, kov gitsin. Şu sözlere bak! Hepsi üçkağıtçıymış. Aman Yarabbim! Bunun yerine ne istiyorsun bunu söylemiyorsun, tavşan kaç tazı tut misali bir anlayış. Şeriat mi? Şeriatin ne olduğunu eminim benden çok iyi biliyorsunuz. Ben de az buçuk bilirim. Pakistan şeriati mi, Afgan mı, Suud şeriati mi, yoksa taliban şeriati mi. Olmadı İran şeriati mi? Cmhuriyetçi laik olman gerekmiyor bu noktada. Ne istediğin belirsiz. öZgeçmişinizi okudum, ziyadesiyle memnun oldum. Yazarlığınız, Üstat Necip Fazıl ile esinlendiğinizi de... Verdiğiniz samimi cevaptan dolayı selamlar saygılar...

Dünya da iki ülkede Laiklik var, Fransa ve Türkiye. Laiklik Fransa dan alınmış,
baş belası Laiklik, insanların başında dekoklesin kılıcı gibi sallanıyor...Siyaseti hazetmiyorum, siyasetçilerden nefret ediyorum, oy kullanmıyorum...

Cevap verdiniz ve çok ama çok memnun oldum. Size hoca derken, yorumlarda ben ya üstat ya da hoca/hocam derim. Bunda bir şey aramanı istemem ayrıca gerçek hocalara da sonsuz saygım var. Şu var ki; hangi kitapları okudun hangi yaşanmışlığın var fazla bilemem ama Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, Abbasilere yardım ederek düşmandan kurtarmıştı. O sebeple Abbasiler Selçukluya bağlandılar ve Tuğrul bey, şunu söyledi (okuyup, bildiğinizi düşünüyorum) Dünya işlerinden ben, din işlerinden sen sorumlusun" diyerek din ile devlet işlerini birbirinden ayırmıştır. Bir tarihi anekdot daha; Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul fethi sonrasında sanırım Akşemseddin Hazretlerine mürid olmak isteyince kabul etmemişti. Dünya işleri için senin devletinin başında olmak gerekiyor diye cevap vermişti. Siz gibi bazılarının kafalarında hep fransa batı var. Hepsinin canı cehenneme. Türkler laikliği avrupadan yıllarca önce uygulamıştır. Bunu günümüz tarihcileri kitaplaştırdılar ve okudum. Size şunu söylemek isterim. Laik-Cumhuriyet rejimi insana kötülüğü dayatmıyor. İnsan olan elinde iyi bir idaredir. Düşün! Şeriatla yönetilen ülkelerin haline hiç baktın mı? Avrupa halkının ahlaki yapısına bir bakıp ders çıkardın mı? Muhammed Abdul şöyle söylüyor: "Doğuya gittim Müslüman vardı islam yoktu. Batıya gittim İslam vardı müslüman yoktu" Tüm bunlar hafızamızda bazı şeyleri değerlendirmeyi gerektiriyor. Mustafa Kemal düşmanlığı, kime ne kazandırıyor. Onu dinsiz görmek, göstermek kime ne kazandırıyor? Atatürkçü olmak dinden çıkmakla eş görülüyor bunu çok iyi biliyorsunuz. Umarım öyle bir saplantınız yoktur. Laikliği, cumhuriyeti eleştirmeden evvel şu şeriat denilen Emevi sapıklığını irdelemek gerekir. Saygılar selamlar

Selamünaleykum; aziz muhterem gardaşım, söze bir anektotla başlamak isiyorum. 1940 lı yıllar... Rahmetli babam, Kur'an okudu, naylon torbanın içine koydu toprağa gömdü... Henüz o zamanlar 7 yaşındayım.

Baba , Kur'an'ı topra niye gömdün dediğimde, cevaben,
Oğlum, Kur'an'ı bulurlarsa beni hapse atarlar dedi...
Şaştım kaldım, bu benim çocukluk hafızama yer etti...

Muhterem gardaşım laiklik senin kutsalın mı? Bu kadar alınganlık gösteriyorsun. Zihnimin arkasındakini arştırmaya kalkıyorsun. Ben kimsenin zihnini okuyamam öyle bir kabiliyetim yok!.. İnsanları olduğu gibi kabul ederim. Fikirleri doğru olsun, yanlış olsun, asla yarğılamam. Herkesin fikrine, inancına saygı duyarım... Bir başkası gibi düşünmek zorunda değilim...

Bana Hoca diye hitap ediyorsun. Ben hoca falan değilim. Günümüzün hocaları gibi olcaksam istemem kalsın!.. Hv. Kuvetlerinden emekli askerim.

Solcular dinsiz, sağcılar hırsız... Memleketin hali ortada acınacak halde ülkemiz... Avrupa topluluğuna girmek için zinayı, faizi serbest bırakanlar ahirette bunun hesabını veremiyecekler... Biz Avrupalı değiliz, biz Asyalıyız, bizi Hiristiyan kulübü asla kabul etmezler, 60 yıldır kapıda bekletiyorlar...

Beni tenkit etmeniz aslında çok hoşuma gitti. Eleştiri, tahlil, tenkit çok gerekli!.. Beni, müsbet, memfi tenkit edene kucak açarım. Asla alınganlık göstermem, fikre, inanca saygım sonsuzdur...

Neymiş? En iyi yönetim biçimi Cumhuriyet, demorası, laiklik miş. Geç onu, benim külahıma anlatsınlar. Demokrasi dediğin nedir ki, üçkağıçcı, alavere dala vere recimi. Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdayan...

Dünya da iki ülkede Laiklik var, Fransa ve Türkiye. Laiklik Fransa dan alınmış,
baş belası Laiklik, insanların başında dekoklesin kılıcı gibi sallanıyor...Siyaseti hazetmiyorum, siyasetçilerden nefret ediyorum, oy kullanmıyorum...

Bilgili, kültürlü insanlar her şeyi konuşup yazmalı, tartışmalı, kırmadan, kırılmadan, incitmeden doğruyu bulmalıdır.

KISA ÖZ GEÇMİŞİM

Suyu havası güzel Yozgat-Akdağmadeni,
Her tarafın dan çıkmış altın krom madeni,
İnsanlar muttakidir olmuş gönlün rehberi,
Gönülden seviyoruz o Resul Peygamberi!

Ben Nazım Taştan: 25.02.1951 de Yozgat- Akdağmadeni- Bulgurlu köyün de şubat ayının karlı bi kış gecesi duvarları tavanı kerpiçten yapılmış mütevazi bir evde ailemizin altıncı ve sonuncu çocuğu olarak dünyaya gelmişim. Bana verilen isim anneden dedemin adıdır.

Çocukluğum on iki yaşına kadar köyde, bağda, bahçede ve tarla da geçti. İlkokulu köyde okuyup bitirince gurbete çıktım. Çıkış o çıkış, vatanı gurbet, gurbeti vatan edindim…

Ortaokulu Akdağmadeni, Meslek lisesini Yozgat da okudum. Ortaokulu okur iken edebiyat dersleri çok ilgimi çekti!.. Okul Gazetesi çıkardım! Folklor ekibinde ve güreş takımında yerimi aldım…

Yazı hayatım ilkokul sıraların da başladı, şiir ve hikâye yazmaya başladım. 3 filim senaryosu yazdım. Ömrü hayatım, ibadet, okumak, yazmak, spor yapmakla geçti... Şair, yazar araştırmacı, eleştirmen ve köşe yazarı, televizyon program yapımcısı, hatip, konuşmacı fikir ve aksiyon alanında ömür tükettim. Çok okuyan, çok düşünen, çok yazan biriyim...

Yozgat’ta Endüstri Meslek lisesini okurken Yozgat’a Konferans için gelen Merhum Üstat Necip Fazıl Kısakürek le tanıştım Üstat dan çok etkilendim, onu tanımasaydım şair yazar olmazdım. Necip Fazıl benim idolüm olmuştu. Üstadın hiçbir konfera sını Kaçırmadım. Üstadı tanıdıktan sonra şair ve yazar olma ya karar verdim. Üstadı tanımasaydım şair ve yazar olmazdım.

İki defa Üniversite kazandım. Maddi imkânsızlık nedeniyle Üniversite tahsili yarım kaldı. Kısa yol yoldan meslek sahibi olmak istedim! 1970 yılında Askeri Okul imtihanını kazanarak Hv. k. k. lığı saflarına katıldım. Yirmi beş yıl hizmetten sonra emekli oldum. Hava Kuvvetlerinde mesleğim ve görevim gereği on kez tayinim çıktı. Türkiye’nin doğusu ve de batısında yirmi beş yıl görev yaptım, emekli oldum! Görevim gereği, seyyah misali şehir şehir diyar, diyar dolaştım…

Asker olduğum için yazılarımda on beş müstear isimle, on beş gazete ve dergilerde otuz yıl yazdım. Kontv de iki yıl Kültür ve Edebiyat dünyamız programları yapıp seslendirdim. Yaşım 82 , 70 yıldır yazıyorum... Otuz binden fazla şiir, otuz dan fazla kitap yazdım.

Sözü fazla usatmak istemiyorum. Hiç kimse fikrinden ve inancından dolayı suçlanamaz. Dinimiz İslam, kimseye bakı yapmaz, kimseyi zorlamaz. Dinde zorlama yoktur...

Muhterem kardeşim sağ olun, var olun, hoşça kalın, Allah'a emanet olun!
Kalın sağlıcakla... Selamlar...

NAZIM TAŞTAN
Em. Hv. Füze Savuma Asker,
Şair, yazar, araştırmacı.

Yorumunuz için teşekkür ederim.

Saygıdeğer, muhterem şair meslektaşım, tuaf oldu diyorsun, tuaf olan nedir yazda cevap vereyim

Düzenleme:17.1.2025 23:58:16

Yorumunuz için teşekkür ederim.

Yorumunuz için teşekkür ederim.