Vakit hasretliğin düş kırgınlığı
Suizan ettikçe kıyılara vuruyor sızılarım… Giydirirken teninden tenime matem renkli hüznünü
Katre katre ummanlar besledi gözlerim
Karanlıktan evvel şekillendikçe yasemin çiçeği
Demleniyor gün bahtımı keder rıhtımından
gülüşlerinden…
Güz merasiminde sancıları içerisinde nadasa bırakıldı
sevda Aralıklı z’amanlarla yoklarken
hasretin yüreğimi
Genzimde ağıt havası
Düşerken çöl şulesi gülüşlerin hüznümün bayram sabahına
Rengârenk gökkuşağı çiçekler açıyorum Karış karış yükseldikçe
hasretin gönlümün asumanında
Toprağı kayıyor yüreğimin…
Sağduyusunu kaybetmemiş hatıra gelgitlerinde içlendikçe
Kem rüzgârlar çoraklığı aşılıyor dudak kıvrımlarıma…
Kavruldukça nefesinden
Sahra vurgunu sancılar vurulur göğsüme sükût ar’afına
Harladıkça matemini içleniyorum tufanları
Dağıttıkça parmakların hüsranımı
Kabuklanıyor geçmeyen yaralarım
Aşındırırken dudakların tel tel kirpiklerimi
Hasretimden bulutlar yağdı yağacak seni… Seni tenzih etmeyen cümlelerim yosun bağladı
Nakış nakış işlerken seni gönlüm ağıtlarına
Sislendi şehir…
Doğmadı şafak hiç bir v’akit alaca karanlığıma
Mil çekerken gözlerin sürmesini gözlerim nuruna
Tenim soğudu
Sensiz ruhum yangınlarda
Ey umudum, göz aydınlığım..!
Verilmedi sensiz mutluluk beraatı
Acuç avuç tuz serpildi yaralarıma… Gözlerin görkemli göğünde umut
yıldızları buduyorum
Diz çökmüş yüreğim dizlerin önüne…
Kalbimin ritminde akrep yelkovan duraklı
Hatırı sayılmıyor yalnızlığımın
Deşerken bakışların göğüs kafesimi,
Dinmiyor arşa uzanan sen fısıltılarım
Ey güz mevsimim, yüreğim ar’afı..!
Geçmiyor yek lahza
hasretliğinin husumeti
Sükût ettikçe yangınım harlanıyor
Ertelendikçe vuslat ruhumdan külleniyorum…
20250115
1008
Ar’af ki tebessümün ...