1
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
300
Okunma

izler
bıraktıkça derin
kabarıyor,
batığına sığlığımız
adeta
koşuyor yan yana
belki de
yana, yana
geride
bıraktıklarımız,
bırakamadıklarımız.
sus’u
iltica bir ses var,
sesi dünde kalan,
unutulan,
güne sağır
yarından duyulan
-işte bu biziz, ta kendimiz
her beşik
kendi ninnisinde
her eşik,
kendi eşliğinde,
eşitsizliğinde acıdan geçiyor
her geçiş adımlanıyor,
t-adımsızlığının,
hazımsızlığının
dil-i lisanında "sus" a,
üryan-ı aksanında pusa
ve sevişgensiz, tensiz
katmanlı döngüsünde
sancılanıyor
dölsüz çığlıklarla sessizlik
sancısının lekesinde doğumuna
-işte bu biziz, ta kendimiz
bir
oktavlık
"sus" um, sus’uz,
susss...
ritimsiz, ritim,
çekimsiz, çekim,
bitimsiz,
sessiz film gibi
iyi geldi susmak
malum,
yorulan insan susar,
susan insan yormaz eli,
yormaz kemiğindeki dili
dedim ya,
iyi geldi susmak
bundanmış meğer,
meğerse yorgunluğum
bir "sus" da
an itibarıyla
kulağımda yırtılırcasına,
pıhtılaşırcasına devleşen
beth hart ablamın nefesine
o susmasın biz ona susalım
sussun hayat bize artık, biz aşka...
~°~
~°~
~°~
youtu.be/Sg4IqxZ9YQk?si=V7TeU81DdAW2PDLg
5.0
100% (12)