16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1053
Okunma
...
bir insan vardı, düşümüze düş katan
çoğaltıp insanı, yoğurup yoğaltan
ruh gibiydi hali/ yorgunluktan...
ekmek yapardı; bildiğimiz tandır
ama tadı tuzu başkaydı
mayasına yıldız tozu katardı...
hep birden üşüşürdük kapısına
tıklardık camını
alıştık ya yemlenmeye
vakitli vakitsiz kapısını vururduk
serçeler kumrular
güvercinler gibi didinir dururduk...
var mı böyle başka biri
her işi hayrına yapan/ yaptıran
yıldız tozu toplayıp
uzak dünyaları bize tattıran...
görmek ister misin / sen de bak
ama o öyle bir yerde ki
göremiyeceğin kadar uzak...
o hâbib’di / deldi dağları bizim için
şirin’e aşkımız onun yüzünden
baktım / gözümün önündeydi ansızın
kayboldu birden esin perileri gibi
şiire aşık olanlar yürüdüler izinden..
olacak o kadar
susuz hamur yoğrulmaz
dolanırken göklerde / yıldızlar hiç yorulmaz...
Şaban AKTAŞ
19.10.2008