0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
170
Okunma

Bu kısacık ömürde bunca özlemi
Nasıl taşır yüreğim, nasıl baş edilir bu dertle
Var mı bir bilen? Deyiverin hele
Ya hocam, ey tabibim, baba erenler
Hadi söylen bakalım
Bir yol gösterin
Nasıl söner bu yürek yangını
Nasıl çıkılır bu enkazdan gün yüzüne
Yar yar aman ha aman, de aman
Bu ayrılık pek yaman
Günden güne artar özlem dayanamam
Sanki yüz yıllık bir yalnızlık
Say ki sahrada kumsuzluk
Vahada susuzluk
Ha kavrulmuşsun Leyla çölünde
Ha boğulmuşsun sevda gölünde
Ya da buz yanığı kavruk tenin
İpek giysen kanatır
Pamuklara sarsan acıtır
Öyle bir yara yardan hediye
Oy benim halden anlamaz başım
De bakalım niye eksilmez gözünde yaşın
Dağ mısın dayanacak bu tufana
Neden bunca düşünceleri takarsın kafana
Ey benim kelebek ömürlü sevdam
Bir anlık değil bir ömürlük oldu duam
Gidecekti biliyordun ama konduramıyor
Hayra yoruyordun gördüğün rüyayı
İmkansız olduğunu anladın mı şimdi
Yık artık sol yanında kurduğun dünyayı
Acı tadını aldın mı ayrılığın
Sal gönlünün yılkı atlarını
Uçur gönlündeki hüzün kuşlarını
Huzur ikliminde açsın yeniden leylaklar
Acı bir karanfil tadında tut nefesini
Mutluluklar dile gidene
Özlem dolu yüreğinde kalsın anısı
Unut sevilmemiş olmanın yangısını
Sevebilmenin hazzını yaşa gitsin
Elvedasız bir ayrılıktı de bitsin
Desen de bitmeyecek bu özlem
Bir vuslata gebedir umutlar
Aşığın gönlünde bitmeyen bir türküdür
Doğmasa da gün
Gittikçe kararsa da ufuklar
Vuslata gebedir umutlar
Umar gönül umar
Faruk Tezel
04.01.2025
5.0
100% (1)