Yalçın kokusu üzerinde duvar
Günlük fistan, tabak ceviz
Gülendam boybos melankolik
Ay öpüversin ansızın tavşan yanağını
Rencide kavaklar
sevdayı arar
Kararan çanakların kaderi sıcak soba
Elif kaddinde var çok mana
Sızılana sızılana geldim yanına
Çeşminden rahmeti esirgeme aciz kuluna
Tozkoparan ve cankurtaran bir mevkiidir
Çaytutan ve
kahveiçen adamlar
Bıyık burkar soğuğa hey hak
Canib i yadigardan eser m’ola?
Kara defteri ağartan gözlerini
Yularsız yutaksız amanvermez sözlerini
Tel tel erir gider imsiz pusatsız velvelemi
Şol çeşmenin bağrına bağrına vuram
Yanık kazan dibinden harlar ateşi
Yoktur bir ritüel ya da bir eşi
Kırk yamalı bohçayla gelir emeli
Bozkırda beklenen goncadır gelin
Yorur ve yörür ala yörük
Çakmak gözleri Aladağ ve Madran
Civarından gezinir kırk çoban
Doruklara yazar cism ü canını
Bulutlara biner Kaf Dağına doğru
El verir mey ü sahba elinde bade dolu
Samanlıkta iğnedir sözüm inceden inceye
Bulmak kolaysa el atıver sen şol
geceye
Dur laf u güzaf etme bu şiir-gedeye
Aşık demiş Şair, bendeniz bi-çareye
Rüyada dese n’ola kim
Hayat bir rüya değül mü?