0
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
587
Okunma
düş dökümü mülteci duvarların
ziyana durmuş ağrısında gülüdür arda kalan
yedisine, yediveren, yetmişine küsüveren
gül hasadıdır bahçesi olmayan zaman
tanesine kırılır, iklimi ki lal sağanağı
tayfıdır ışığın fırtınayla sevişen esareti
yoktur günü içecek bir damla güneş
fıtratı olur o mağrur gözlerimde,
seyrime seremediğim göğüm kuşağı
soldukça renklerin kuytusunda biat eder ölüm
ah o ince belimin sıratında ebem kuşağı
yemin olsun ki
sükut-u ahirimde susacağım dünüme
yalpalayan bir döngüde sıkıp yumruğumdan
sayacağım işareti olmayan parmağımı
nice susmaların kıyısında
sustum-susacağım..ta ki külfet-i ey insan
bir nefesin nakaratında olana dek akrep, yelkovan
haydi,
sökülsün, dökülsün cemalime
zaiyatının kırkıncı harbinde makber-i lütfun
nedir, kimdir inanç diye söyleneceğine inancının
şaibeli deminde yarılsın kün her kelamın üzerinde
kanadı besmelesiz gaip kuşların her kanat evvelinde
harmanlansın ateş, har vursun sine-i göğsüne ve
boğumlaştıkça her nefesin, nefs-i külüne
mecal-i kavline süzülsün inancında intizar bulutları
ve yağsın, yağmalansın yağmur azap serpintisinde..
~°~
~°~
~°~