(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
cocyal medya kullanmam, dedikodu sevmem, çekiştirmem diye düşünüyorum lakin şiir şiirsel veya yazımsallarıma bir şey diyemem, benden ekmek veya konu çıkmaması gerekir. sen de çıkarma üstad, tabii çocuğu dinlersen ehtiyar:)) Tülay halayı tanımam lakin o da Y'ce, seviyorum üslubu.. Okursa selam olsun. çok fazla uzatma:)) kış kışşş kışşş:))
cocyal medya kullanmam, dedikodu sevmem, çekiştirmem diye düşünüyorum lakin şiir şiirsel veya yazımsallarıma bir şey diyemem, benden ekmek veya konu çıkmaması gerekir. sen de çıkarma üstad, tabii çocuğu dinlersen ehtiyar:)) Tülay halayı tanımam lakin o da Y'ce, seviyorum üslubu.. Okursa selam olsun. çok fazla uzatma:)) kış kışşş kışşş:))
Ana akım eleştiride olması gerekenleri belirtiyorsun üstadım. Es geçmek-pas geçmekteki gibi hataları, uçmaka-uçmaya-uçmağa arasındaki farkları veya kafiye örgüsündeki belirgin boş vermişlikleri, zikzakları, imla işareti noksanları vb vs konularda haklısınız. Kök ve gövde konusuna girmiyorum bile yine sonsuzluk karşısında kalmak gibi oluyor.
Lakin sevmiyorum şiiri de yazımı da çeşitlendirilmesini de. Mesela büyük harf kullanımını, hece şiirinde durakların imlayla bölünmesini, hep eski kurallara bağlı kalınmasını, kesme işaretlerini ve hatta inceltme işaretlerini vb vs.. Lakin orta derecede de olsa bağımlıyız işte bahsi kurallara değil mi?
Elbette sesin çıkış geri, heceye-kelimeye cümleye dönüşmesi anlamlanması offf offf ya dipsiz kuyu dedikleri :)
Sizin şiirlere biraz göz atmıştım olması gerektiği gibiydi imlalar, kelimeler..
Yine de binaryden kübite geçiş aşamasındayız, kübite teslim olmak istemiyorum belki de bu yüzden bir dürtü bir his olarak yazımların nedeni olabilir. Bilemiyorum. Belki de korkunun çok yüksek olması.
Kendi yazımlarımda en çok nefret ettiğim şey, harf eksiklikleri veya harf değişiklikleri. a olması gereken sesin e olarak yazılması gibi, hece atlanılması gibi (değişlikleri- değişiklikleri) gibi hatalar benim gözümde hata olarak gözüküyor. Onları da bol bol yapıyorum, sonra düzeltebildiğimi düzeltiyorum lakin genelde de geriye dönmüyoruz sonuçta.
Aklım olsa veya becerebilsem veya alışkanlık kazansa idim edebiyat siteleri yerine online oyunlara takılmak isterdim.
Ciddiyet mi, bilmem, bir belgesel vardı yönetmeni Y'denmiş, Avrupa Tarihini anlatıyordu 5-6 bölüm olmalı. Bir ara linkini paylaşırım. Oradaki kadının bakış açısı gibi olsun Y'ce olsun diyorum kendimce yine yazıma da bakışım..
Belki de benimkiler pasif isyandır kendi çapımda, öğretilere. İlginiz ve uyarılarınız için teşekkür ederim. En sevenlerinize emanet olunuz.
bahsettiğinizi anladım gibi. lakin uçmak işte bitmeyen bir şey. cennet belirli bir mekan, uçmağın mekanı yok, yani uçarsın uçarsın, sonu yok..
tabii sizin literatürde anladığım veya değindiğiniz üstadım ön türklerdeki uçmağın, cennet olarak düşünülmesi. öyle de, ben sadece uçmak hareketini düşünmüştüm. o kadar da şey etmedim:) benim kafam pek sizinkiler kadar literatür, terim odaklı değil..kıyaslamam doğruysa tabii. belki de internetin ve eksik eğitimin bir sonucuyuz. bilemiyorum..
sizin bakış acınız hoşuma gidiyor, lakin çözemiyorum, dünya agnostik deyip geçeyim bari döner tekme yemeden. :)
eser üretmek için yazmıyorum yüzde 90 yazdıklarımı.. muhabbetine gırgırına sanki, lakin tebessüm edebilmeli insanlar her şeye rağmen dimi ama:)
Ana akım eleştiride olması gerekenleri belirtiyorsun üstadım. Es geçmek-pas geçmekteki gibi hataları, uçmaka-uçmaya-uçmağa arasındaki farkları veya kafiye örgüsündeki belirgin boş vermişlikleri, zikzakları, imla işareti noksanları vb vs konularda haklısınız. Kök ve gövde konusuna girmiyorum bile yine sonsuzluk karşısında kalmak gibi oluyor.
Lakin sevmiyorum şiiri de yazımı da çeşitlendirilmesini de. Mesela büyük harf kullanımını, hece şiirinde durakların imlayla bölünmesini, hep eski kurallara bağlı kalınmasını, kesme işaretlerini ve hatta inceltme işaretlerini vb vs.. Lakin orta derecede de olsa bağımlıyız işte bahsi kurallara değil mi?
Elbette sesin çıkış geri, heceye-kelimeye cümleye dönüşmesi anlamlanması offf offf ya dipsiz kuyu dedikleri :)
Sizin şiirlere biraz göz atmıştım olması gerektiği gibiydi imlalar, kelimeler..
Yine de binaryden kübite geçiş aşamasındayız, kübite teslim olmak istemiyorum belki de bu yüzden bir dürtü bir his olarak yazımların nedeni olabilir. Bilemiyorum. Belki de korkunun çok yüksek olması.
Kendi yazımlarımda en çok nefret ettiğim şey, harf eksiklikleri veya harf değişiklikleri. a olması gereken sesin e olarak yazılması gibi, hece atlanılması gibi (değişlikleri- değişiklikleri) gibi hatalar benim gözümde hata olarak gözüküyor. Onları da bol bol yapıyorum, sonra düzeltebildiğimi düzeltiyorum lakin genelde de geriye dönmüyoruz sonuçta.
Aklım olsa veya becerebilsem veya alışkanlık kazansa idim edebiyat siteleri yerine online oyunlara takılmak isterdim.
Ciddiyet mi, bilmem, bir belgesel vardı yönetmeni Y'denmiş, Avrupa Tarihini anlatıyordu 5-6 bölüm olmalı. Bir ara linkini paylaşırım. Oradaki kadının bakış açısı gibi olsun Y'ce olsun diyorum kendimce yine yazıma da bakışım..
Belki de benimkiler pasif isyandır kendi çapımda, öğretilere. İlginiz ve uyarılarınız için teşekkür ederim. En sevenlerinize emanet olunuz.
bahsettiğinizi anladım gibi. lakin uçmak işte bitmeyen bir şey. cennet belirli bir mekan, uçmağın mekanı yok, yani uçarsın uçarsın, sonu yok..
tabii sizin literatürde anladığım veya değindiğiniz üstadım ön türklerdeki uçmağın, cennet olarak düşünülmesi. öyle de, ben sadece uçmak hareketini düşünmüştüm. o kadar da şey etmedim:) benim kafam pek sizinkiler kadar literatür, terim odaklı değil..kıyaslamam doğruysa tabii. belki de internetin ve eksik eğitimin bir sonucuyuz. bilemiyorum..
sizin bakış acınız hoşuma gidiyor, lakin çözemiyorum, dünya agnostik deyip geçeyim bari döner tekme yemeden. :)
eser üretmek için yazmıyorum yüzde 90 yazdıklarımı.. muhabbetine gırgırına sanki, lakin tebessüm edebilmeli insanlar her şeye rağmen dimi ama:)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.