1
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
219
Okunma
Öyle alıştım ki altın tepside sunulan yalnızlığa
Kalbim kaya gibi buz tutmuşken
Hangi ateş eritecek içimde ki buzları
Kurduğum hayallerim bir daha geri gelmeyecek
Parçalanmış ruhumla ayakta kalmaya çalışacağım
Ne kadar dayanabilir ki bu beden
Belki de son kez resmine bakacak gözlerim
Hissettikce seni içimde kalbim acıyacak
Kabuk tutan yaralarım kanayacak
Kan revan içinde kalacak dört bir yanım
Severken fark etmemiştim yüreğinin karanlığını
Masmavi gözlerinden ateş çıkacak
Acı çeken ruhumu yakacak aniden
İçimde saklayıp itiraf edemediğim duygılarımı
Tam sırası geldi derken sineye çektim
Sakladığım, acılarımın ortaya çıkıp üzülmekten
Gözyaşlarımın beni boğmasından korktum
Belki de hüzünlerime ortak aradım
Yıprattı yüreğimi her güne ümitsiz başlamak
Çok düşündüm,kurdum idam sehbasını
Son arzunu sormadan kalbimdeki seni idam ettim
Uzun geldi gece, sabah olmadı,kadehler boşaldı
Sensiz sigaramdan bir duman çekerken
Nice beddualar geldi dilime,söyleyemedim
Yine de sana tek söz etmedim,hezimetlere uğradım
Boşuna geçen zamanlarımla hesaplaştım
İçimde yara açtı söylediğin sözlerin
Öldürürken beni kefensiz bıraktın
İlk mağlubiyetim benim,temel taşlarım kaydı yerinden
Okyanuslara demir attım,dönmemek için
Kokunu hissettim,karanfil kokardı tenin
Ne zaman biraz mutlu olmaya kalksam
Acı dolu tebessümlerin ile kucaklaşdım
Kara bir bulut gibi umutsuzluk çöktü üstüme
Çoğu zamanda kalbinde çoğalan hüzünlerin
Kanatmaması için uğraştım yaralarımı
Göz yaşlarımı bastırıp pansuman yaptım
Yaşanmasını çok istediğim hayallerimi
Ne yazık ki doyasıya yaşayamadım
Yandı kül oldu gönül evim
Küller savruldu ak düştü saçlarıma
YEŞİLIRMAK
5.0
100% (16)