2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
263
Okunma

Toplandık üç – beş deli bir masanın başında;
Birisi kalk gidelim, birisi otur gardaş…
Kimisi otuzbeş kırk, kimi elli yaşında;
Yetmişlik yeter bize büyüğü götür gardaş…
İçtiğimiz şifadır bir aslandan sağılmış;
Ne kadar meze varsa önümüze yığılmış;
Rüzgârda bizim kelin saçı, başı dağılmış;
Ortadan ayırma da sağına yatır gardaş…
Yeşillik çeşit çeşit, teresi, maydanozu;
Ayarlamak zor zanaat kadehteki bu dozu;
Yudumlar usul usul veriyorken narkozu;
Hıyar bu çengel köyden tuza da batır gardaş…
Balık taze mi dedik, yeni çıkmış denizden;
Geminin sesi geldi bizim karadenizden;
Kankamın haberi yok eve giden hacizden;
Şimdi senfoni başlar hanımda dırdır gardaş…
Dalıp dalıp gitmek var şu vakit uzaklara;
Barikat kurar şimdi her yudum dudaklara;
Adanası, Urfası dizilmiş tabaklara;
Biraz yavaş mübarek bize de ayır gardaş…
Plakta Neşet ERTAŞ çalar gönül dağını;
Eritir damla damla ciğerlerin yağını;
Müslüm Baba felç eder dinliyorken sağını;
Efkârı bol olanın her günü gırgır gardaş…
Sıyrılmış akıl bende fikrimin contasından;
Konuşturmayın beni, kitabın ortasından;
Yeniden başlamadık, hüzünler noktasından;
Bir saniye yıl bende bir saat asır gardaş…
Bu ne biçim rüyadır uykulardan kaldıran;
Kapanmayı bilmeyen gözlerime saldıran;
Hanginiz bilemedim hüznümü sek dolduran;
Yürekte bağbozumu, kalbimiz nasır gardaş…
Ali ALTINLI – 20.11.2024
Saat: 17:12
5.0
100% (6)