Dinle ey gül yüzlüm, şehla bakışlım,
Sevgiyle örülen bir nakıştır bu.
Yandırdı sinemi, bir kalem kaşlım,
Üflemekle sönmez, bir ateştir bu.

Her nereye gitsem, yollar açılır,
Seni görmeyince elden kaçılır,
Bugün suskun diller, sözler saçılır,
Yazı hiç gelmeyen, kara kıştır bu.

Kara gözlü yarim, kavurdu bizi,
Bir ömür sağ iken, öldürdü bizi,
Manalı bakışı, güldürdü bizi,
Gece gündüz süren, bir telaştır bu.

Ey sevdiğim seni rüyamda gördüm,
Hep Aşkınla yanan, sönmeyen kordum,
Mecnun gibi her an, Leyla’yı sordum,
Seher vakti öten, garip kuştur bu.

Baharda yetişen, bir lale oldum,
Yüksekten inerken, sararıp soldum,
Kalbinden vurulan, aciz bir kuldum,
Bilinmesi çok zor, bir gidiştir bu.

Neden tercih ettin, çoklukta azı?
Alnına yazılmış bu kara yazı,
Dertli dertli aşka, çaldırdın sazı,
Gören gerçek sanır, oysa düştür bu.

Dünyada alamaz, kimse yerini,
Kimse öldüremez asla dirini,
Arayan her zaman bulur pirini,
Yüreğe su serpen, bir bakıştır bu.

Aşıklar gösterdi, sana hayatı,
Yedi sene gizli bir seyehatı,
Gökten inen kutsal, her bir ayatı,
Okusa da bilmez, sanır boştur bu.

Söz ver ey yâr artık, geleceğine,
Bir demet gül derip vereceğine,
Her gece gönlüme gireceğine,
Dermansız aşklarla, bir sarhoştur bu.

...andelip...