0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
290
Okunma
Kaç buharlı bir maya tutkalında
İçim Haya bir efsane cesaretiyle
Elaydı gözleri çünkü
Muz kokulu silgilerimin
Dizimdeki uyuyan kedilerimi hariç
Mavi bir timsah artığı kıyafetlerimin
Üşüyen rüzgarlarında
Aya karşı seni andıkça çoğalır gurbetler
Bir ekim’e fal açılırken
Karantina yüzlü sarmaşık çiçekleriyle
Kardan utanır artık buz kütlesinde insanlar
Uzun sılalar sillesinde
Kaç ışık yatar uykularda
Kaç uyku bölünür karanlık ufuklarla
Dilimdeki nazı efkarlı bir aynaya ışımasıydı
Ruhumu bedenimden salan
Bir kaplan kapısı arkasında .
Bir ağustos böceğini anan
Sihrinde kalbimi ışığında kılan
Uçurum arkası bir mumu
Göğsümün kanterinde
Ses ki burkulmuş zülmünde zarifleyen
İntikamını ahiretinden inayet inadıyla
Kıblesi belirsiz bir mizan kokusunu
Hakir bir elmayı yasak kılarken aşk
Hiçliğin firâkında uyumak
Bir düş arkası unutarak
gezgin imgeler....
5.0
100% (2)