Davetsiz misafirler
Başım dönüyor, çok içtim yine,
Hesap çıkışır mı, bilmiyorum neye. Davetsiz misafirler, hayatımız gibi, Masamızı işgal etti, ne garip bir durumu. Gidin diyemiyoruz, içim acıyor, Gelirken sormadılar, bu nasıl bir oyun? Kadehler kaldırıldı, neşeli bir gürültü, Ama içimde bir hüzün, boğazımda bir düğüm. Bazen hayat, böyle beklenmedik gelir, Kimi zaman dost, kimi zaman bir sel gelir. Gözlerim dolu, bu gece bir başka, Yüreğimde bir yara, dostluk mu, yıkıntı mı acaba? Her bir sohbet, bir hatıra bırakır, Ama bu kalabalık, içimde bir boşluk yakar. Geçmişin izleri, bu masada saklı, Bir gülüşün ardında, kaybolmuş bir hayal var. İçimdeki bu karmaşa, bir yudumda kaybolur, Ama yine de dostlarım, kalbimi sarar, Hayatın tuhaflığı, bazen gülümsetir, Davetsiz misafirler, belki de kaderin bir delilidir. Bir zamanlar, bu masada yalnızdım, Şimdi etrafımda kalabalık, ama içim daraldım. Göz göze geldiğim dostlarım, bana yabancı, Düşüncelerim kaybolmuş, ruhum hâlâ sancılı. Her kadeh kaldırdıkça, hatıralar birikir, Bir gülüş, bir fırtına, içimdeki derin çığlık. Hayatın tuhaf yolları, bazen dostluğu sınar, Ama bu gece, belki de yeni bir hikâye yazar. Gecenin karanlığında kaybolmuş hayaller, Her bir ses, bir yankı, ruhumda devinmeler. Düşünceler daldan dala, uçuşur hepsi, Bir yudum daha alırım, belki bu gece sessiz. Gözlerimde bir parıltı, mutluluğun izleri, Ama içimde bir boşluk, dolmayan yerleri. Dostlukla kurulan masalar, bazen düş kırıklığı, Davetsiz misafirler, hayatın bir parıltısı. Sonunda belki de, her şey geçici, Bu gece uzaktan, bir anı gibi. Giderken yanımda, dostlarım kalacak, Ama bu masada, hatıralar bir daha açacak. |