Teyna
güneş görmeyen mevsimlerin koynunda biraz keder takmayı öğrenmekmiş aşk elinin dokunmadığı saç tellerine çiçekli fistanından kendisine bahar yapan kaç çocuk vardı kaç çocuk ıslanmış hayallerini sobada kurutmayı düşlemişti g’elin olmadan önce gözlerine kendini asan bir pişmanlıktan bin defa keşke doğursanda ömür avlusuna düşürdüğün kalbin hep yedi yaşında bir yalnızlığa sarılıdır annenin patiskasına başını koyan masalda unuttuğun rüya gibi mahcubuz hayat(ın)a makus gülüşler tezahûr ederken yitik yıllara yitirdik bel bağladığımız bütün güzellikleri yapraklarını öptüğün ağaca ayraç olacağın aklına gelmezdi belki okuduğun kitabın sayfaları arasında ararken geçmişi özlemle her defasında aynı yalnızlık batardı bahtına şimdi sen kimsesizliğe vurgu yapan bir cümleye jilet atıp kesiyorsun ayrılığı kirpik uçlarına kurduğun salıncakta hüznünü sallayarak ertelenmiş sevincini ısırıyorsun Cömert Yılmaz |
Diyorum ki:
kız/kadın doğarken teyna
büyürken/büyütürken teyna
acılardan, sevinçlerden geçerken teyna
kimseye söz geçirememekte teyna
yaşlanıp bir köşeye çekilirken teyna
ah, ölürken de yine "teyna"dır O
Derin manasını, hüznünü sevdim şiirin.
Teşekkür ederim, Cömert bey
Saygılarımla.
Tüya tarafından 13.9.2024 23:17:28 zamanında düzenlenmiştir.