Ketum
Beni her öldürdüğünde yüzüme bir çentik atar zaman
Sadistçe bir zevk midir daha ne kadar öldürmesi gerektiğini mi hesaplıyor bilmiyorum Ağzımde kirli ve eskimiş kelimelerin kekremsi tadı Hayatın yoğun dumanı loş beynimin bazı damarlarını tıkamış Bir kaç duygu kalbimin tavanıdan sarkık Güzel bir şeyler vardı hala var ama ben yeterince yoktum hala yokum Bir sis hep kendisiyle oynaşmamı istiyor ve daha kötüsü o sis bir parçam ya da kalbim güzellikleri taşıyamayacak kadar yorgun Kalemim ruhumun kekeme dili ve yokuş yukarı bir gayret içinde Patlamış bir lastik gibiyim yol almalıyım ama olasıklar yollarımı kilitlemiş Bataklığa alışmış yanıma el uzatıyorum sık sık diğer elimde kurumuş çiçekler ve gözbebeklerimde hesap kitap yapan ben Kötü bir öğretmenim kendine hiç bir şey öğretemeyen Kötü bir öğrenciyim öğrendiklerini umursamayan Beynimi forsa yapıp sürekli kırbaçlıyorum Her kırbaçta yolumu biraz daha kaybedip Hiç suçu olmayan pusulama küfrederek Bütün limanlar yanmalı anladım Boşaltamadıysam ağır yükümü bütün limanlar yanmalı Yaşayamadıysam ve ölemediysem hakkınca Gözbebeklerime bakan çığlıklarını duymalı limanların Kusursuz bir savaşın siperlerine saklamalıyım kendimi o an Sadece kendime ketum olduğumu anlayarak |