Otuz Kelime Bir Adam
darağacında astım
dağarcığımda sana tüm biriktirdiklerimi otuz kelime bir adamım şimdi sokağındaki ıhlamur ağacını saksıdaki hanımelini /hatta mezarında açan begonvili ince bir sicimle tutunuyorum hayata bir ucu diğer ucuna Bağdat elimde merhalesiz bir meşale her karanlığa aşinayım bu yol beni bir yere götürmez biliyorum /ben o yolculuğu seviyorum bir salıncak kurulu zihnimin orta yerinde denizin üzerinde küçük bir kız çocuğu "daha hızlı -daha hızlı -daha.." pul pul yıldızlar dökülüyor ellerine salındıkça çoğalıyor gökyüzü küme takım yıldızlardan yedi kandilli süreyyaya kadar ateşböcekleri süslüyor geceyi ışıl ışıl yakamozların üzerine /iki pervane raksediyor sonra bir fırtına tutuyor bizi kainat tüm içindekileriyle beraber gözümün önünde d’evriliyor bu defa izin vermiyorum kendi gölgemden ayrılıyorum seni kurtaramadım sen artık yoksun biliyorum /ben o kız çocuğunu büyütüyorum |