Uykusuz sevinçlerin gözlerine düştü bir taş
Çözümsüz bekleyişlerin düşleri yüreğimde
Mevsimler inkârda hüznün acı tabletlerini
Dürülmüş anıların raflarında özlem tozları.

Bütün unutuluşların yargı sehpasında aşk
Parçalanmış yalnızlıkların ayazındayım
Aynaların kirine sürdüm sıcak avuçlarımı
Bir dokunuşun objektifine verdim pozları.

Öksüz limanlara güneş inmiş, suda bıçak
Kirpiklerimde iyot, sevdaya bir başkaldırı
Buruk sancılar büzüyor imgeli damarlarımı
Yaşlı martıların çığlığıyla süzüyorum dalgaları.

Dudağının kıvrımında meçhul yolculuklardayım
Tüneller içinde kayıp bir kentçe seni aramaktayım
Sana yağan yağmurların nabzında sağanaklardayım
Göğsümdeki asi isyanların kucağında bir başınayım.

Gönder menekşe gözlerinin ikindi vedalarını gün batmadan
Aç yufka göğsünün düğmelerini, mevsimlerim tükenmeden
Çağır beni yanaklarının panayır sevinçlerine, kış gelmeden
Dönüşsüz yolculukların cennetine dalalım, ölüm bizi bulmadan.

Selahattin Yetgin