8
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
494
Okunma
Yağmurlar yağardı
Mutluluk vardı damlalarında
Gökkuşağı doğardı sonra
Kavuşmalarımızda
Gel diyorum hep... duy/san sesimi
O uzak şehrin erik kokan bahçelerinden
Bilmesin hiç kimse geleceğini
Gözlerime saklarım gülüşünü paylaşamam o haset gözlerle
Neden ?.. Gelemem deyişin
Tutamam bak gözyaşlarımı
Yürek yangınlarımı dindiremem
Alışamadım zaten yokluğuna
Yalnızlık bitirmez diyordum umutlarımı
Oysa yokluğunda çakır dikenleri yerleşti
Bütün beden sokaklarıma
Üşümem, korkmam diyordum
Sen gidince buz dağları yerleşti mekanıma
Karanlık korkular, simsiyah gecemde şimdi
Canımın gülü masmavi umudum
Al işte kenetlendi dişlerim
Beklemeler ağustos kapılarında kilitli
Acı tütün gibi dilimde duyduğum tat
Su içtim baldıran çeşmelerinden
Sen olmayınca ; zehir-zıkkımmış bu yaşam
Ağrı periyotları yerleşti elime, ruhuma
Sen gelmeden ki biterse bu yaşam
Gökyüzüne asın beni
Bitse de ruhumdaki seslenişler
Bil ki bitmeyecek senin için
Saçlarında gezinecek gözlerim
Unut hüznünü, benden yana
Denizin derin maviliklerine beni
Gözlerimi uzak sahillere bırakın
Gel yitik kalpler istasyonunda ara
Bir de masmavi güllerde kokumu
Bulamazsın başka antenlerde izimi
Seninle gelmiştim dünyaya
Bir mavi gül klasiğidir
Kalbimden sana bu mektup
Eflatun düşler kurardım önceleri
Pembe hayallerime yerleşmişti sevdanın gözleri
Mor menekşeler kadar güzeldi akşamlarımız
Demiştim ya yine bir şiirimde
İşte öyle masallardaki Alis’tim
Duygu ve düşünceleri renkler içinde
Sihirliydi yaşam
Sonra ayrılıklar girdi aramıza sen gittin
Ben uzak Berlin akşamlarının karlı sokaklarındaydım
Gurbete atmıştım deva bulmaz
Avunmayan kalbimi
Mektuplar yazmıştım biteviye , upuzun
Bitmeyen gurbet gecelerinde
Hep gözyaşlarıydı satır aralarında
Sana ulaşıp gelen
Sonra gri düşler yerleşti akşamlarıma
Korkulu gölgeler koşuyordu peşimden
O uzak kentin sokakları eğlence doluydu...ki onlar için
Yoksa cadılar bayramı beni ne ilgilendirirdi sensiz
Şimdi eskisinden daha zayıf bakıyorum aynalara
Gözlerime yerleşen bu hüzünlü bakışlar senin gözlerin
Unutturdu en kara ayrılıklar bana
Mevsimlerin rengini, ahengini
Orada üşüten bahar, yakan yaz, dondurucu kışlar içinde
Ben yandım gözlerinin uzaklığına
Yağmurlar altında koşarken
Senin benim şarkımızı dinliyordum gözlerim yaşlı
Yüreğimde susmayan o şarkı
’Bilsen Uzaklarda Kimler Ağlıyor’
Sonra bir gün leylaklar buldum pazarda
Aldım bir demet öyle sardım ki kollarımda
Kokuları unutturdu gurbetin acılarını
Sarılıp leylağımla ağladık ! ağladık !
Yine bir gün camlarında çiçekçinin bakınırken
Mavi güller görüp inanamadım
Oradaydık sen ve ben
Aldım mavi gülleri kucaklaştık onlarla ağladık ağladık !
Ne çok şeydi şu gurbet
Gitsen de şimdi o Frankfurt sokakları beni anlatır sana
Bir demet sunar ellerinize
Sokaklarına dökülen gözyaşlarımdan
Bir gözyaşı demeti verir ellerinize
Acılar
Şiirleri doğuruyor
Gurbette hüzünler; türkülere ayrılık nağmelerini katıyor
Tam da bunları aldım gurbet akşamlarından
Neden mi ...Rüzgarlarım sam eser denizimde
Sen bilmezsin yalnızlığımdaki korkularımı
Neden mi gözlerimde hüzün
Hıçkırık her gülüşüm
Sonbahar eser mevsimlerimde
Yitirdim gidişinle
Mor baharlarımın sesini
Bu gün
Seninle uzanırken mazime
Senle sensiz zamanlarımı aradım
Hani tüm gün çalışmaktan şişse de ayaklarım
Sana ulaşmak için
O caddelerini adımladım çoğu zaman yalın ayak
Elimde papuçlarım duymadım soğukluğunu taş sokakların
Şimdi resminle sarılıp sarılıp, ağlaşıyoruz
Anarken o maziyi
İşte bu sabah
Sana mektubumu böyle yazdım
Uzandım, Berlin ve Frankfurt’a
Şarkısını söyledim aşkımızın
Sana uzanan yollar oysa ne sarp, ne uzunmuş
Ne çokmuş sana olan hasretim
Bulamıyorum aradığım her köşede
Yalnız albümler, resimler kucak kucak
Menekşelerini koklarken ağladım !
Şimdi umutlarımın duasında
Solmasın diye yalvarıyorum kimsesizlerin kimine !
Seni bekliyorum
Günay Koçak
18. 07. 2024
5.0
100% (22)