0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
270
Okunma
söz verme, gelinemez
ya nasip bahar
gök atına binmiş say akasya
güneş üşümeden
buğday saçalım kasım da
toprağın soğuyan ağzına
şikayetsiz bir gündelik
zaman sofraya su yanının üç hali
bereketten olur susmak
gelincikler de köklenir boşluğumuza
sözleri yontularım ben
taş ustalarına özenerek
küçük taşları sektirirler dünyalı arafta
bir sahilden karşı kıyıya
buluşamayız yine de harman yerine
gülümsemeler çatlayıp,
ellerimiz nasırlanır
,şatafatından dökülür doğru bildiklerımiz
tek düzesine kalınan ah
eşitler sonrayı şimdiye
gelsek te sizi bulamayız
ömür törpüsü dünyalıktan haberler
birileri miracını arar ölmeden ,ölerek
tavafından dönmeyen ayaklar
gözlerin yağmurları mı
topraklarından döktükleri gece rengi elbiseye
sağır kalırım ben ,dinleyerek
söz verilse, varılamaz
utanılır da hem,
yürek terlemeyip, göğsüne o çocuk
katlı yorgunluklardan doğmayınca
nasipte doyuran beyaz
bir uyku da, bir kanatlı kırmızı
konmuş gibi dudağına
5.0
100% (4)