Ben sevilmediğim
zaman kendimi yalnız hissederim
bilerek isteyerek yalnız bırakılmaktır bunun adı
işte o
zaman ümidimi kaybederim...
Ben azarlandığım
zaman kendimi yalnız hissederim
ne küçük olabildim gerçekten
ne büyüklüğümü bilebildim...
Ben aşağılandığımda kendimi yalnız hissederim
boynu uzundur aşağılayanların
gözleri Everest’in tepesinden bakar...
Ben sebepsiz yere eleştirildiğimde kendimi yalnız hissederim
kimseyi eleştirmem oysa hoş görürüm
fakat sıkça ve acımasızca eleştirilirim...
Ben suçlandığımda kendimi yapayalnız hissederim
doğrudan ya da dolaylı olsun fark etmez
suçlanınca yerin dibine girerim...
Ben anlaşılmadığımda bir de kendimi çok yalnız hissederim
halbuki herkesi can kulağı ile dinler anlamak isterim
anlaşılmadığımı veya yanlış anlaşıldığımı bilirim...
Ben, sabırsızsın sus dinle dendiğinde bir de sözüm kesilince
çok ama pek çok yalnız hissederim
aslında ne çok sabrederim...
Konuşturulmadığımda dinlenilmediğimde sevilmediğimde
hepsinde hepsinde kendimi terkedilmiş hissederim
ben ise kalbimi bütün yalnızlara açar yollarına sererim...
Yastığıma kapanıp ağladığımda
kolum sebepsiz ağrıdığında
akşam olup perdeler kapandığında kendimi yapayalnız hissederim...
Bütün yalnız kalpleri alsam bağrıma
üzülmeyin desem ben varım ama
su döksem faydasız bilirim
gönüllerin yangınlarına...
Her sabah uyanınca erkenden
her
gece uykuya dalınca birden
gündüz vakti saatleri sayarken kendimi yalnız hissederim...
Yanımda insanlar olduğu
zaman ben yalnızları düşünürüm ne haldedirler diye
bir ses bir nefes olsam ya da yollasam bir
gül hediye...
Ben yalnızlaştırıldığımda dışlandığımda da çok kötü hissederim
herkese değer verirken önemserken bir puldur değerim
soğukluk mesafe
sevgisizlik kaderim...
Gülhan Çeliktaş