Kalbim karıncanın kaderine bağlı.
Ya İsmail’e varacağım,
Ya İbrahim’e.
Her ikisi de, bu kısık bekleyişin,
Sonsuz nihayetinde gizli.
Ne
zaman,
Yaratılışa bir cevap arasam,
Sorular uzayıp gidiyor işte
Ve uzadıkça sorular,
Kaderim,
İlmek ilmek kısalıyor işte.
Bir bekleyişin fermanı değil bu,
Bilakis, hiçliğin çağrısındayım.
Sözleri, çoktan terkimden indirdim.
Yaşamak mı bu?
Asla.
Buna bir menzil bile düşünmedim.
Tüm düsturuyla işittim ki ben,
Sessizlik içinden Asa’ya,
Dağlar içinde Musa’ya karışmadan,
Korkular gitmiyor.
Şu irkilen
bulut, gökyüzünü kaplayamasa da,
İçimdeki mahyalarda,
Ruhumun bedenime sıkışan,
Nefesini kaplıyor.
Kalbim Hüthüt’ün dönüşüne bağlı.
Ya Nuh’a varacağım
Ya Ruhuma.
Her ikisi de bu yaratılışın,
Sonsuz bereketinde gizli.
Ne
zaman,
Ölüme bir cevap arasam,
Eşya silinip gidiyor işte
Ve değersizleşince
dünya,
Hayat,
Manasına varıyor işte.
Ahmet Serdar OĞUZ