2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1080
Okunma

Yıl bin988 ;
Bir habel düştü rahme
Tebessümdü.
Bir çiçek bitti gabrada
Neşeydi.
Yakut-u zerd yükseldi doğudan
Umuttu.
Ay şubat ;
Dağlarda ma-i mutlak
ısınmaktı.
Yuvada yeni pişmiş aş
Doymaktı.
Babanın kucağında bir ülhüvve
Oynamaktı.
Gün perşembe ;
Masadan kalkardı ümm-ül habais
Haramdı.
Ağlardı bebe gahvare içinde
Açlıktı.
Öperdi gıdısından valide
Koklamaktı.
on1;
Yaşı dolmamış bir habi
Korunmaktı.
Memleketin üstünde iber
Yakınmaktı
Esti üzerimize bad-ı tecelli
Ders almaktı
Açıldı rahim denen cennetin efsunlu kapıları
Bir bebe geçti aralarından ışıklı aynaların
Açlık kokan nefeslere inat
O amber soluyordu
Rolü tebessüm idi..
Bir doğum dağıttı bulutları
umut hiç bu kadar parlak olmamıştı
Memleketin üstünde dert akbaba gibi iş üstünde
İçinde mücadele
Halkın alın teri üşümekte
Kırk dağdan kırk damla su getirdi hemşerilerine.
(Yıl bin988 idi
gözleri alışınca ışığa
O’nun gördüğü ilk şey
karşı duvarda
bir çivi üstünde asılı çerçeve
ve içerisinde
ona gülen
Mustafa Kemal idi.)
5.0
100% (1)