15
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
436
Okunma

Bir beldeki ruhlar ölmüş, yürür ayakta cesetler
Bir ümmet ki paramparça, her yanda ayrı öbekler.
Akı karadan seçmiyor yıpranmış bütün elekler
Ballar üstünde geziyor, mikrop taşıyan sinekler.
Yürek kapısı üstünde asılı kara kilitler
Her dakika, her saniye günah yazmakta melekler..
Bir davaki garip kalmış, durmadan saldırır itler
Mazlumları ezmek için dönüyor çarkıfelekler...
Acı, zulüm, kan, gözyaşı ölüm kusuyor tüfekler
Gülleri yerlere atmış, tabanı delik sepetler...
Sabaha hasret geceler, bir kutlu yolcuyu bekler
Kabul olmayı bekliyor, Arş kapısında dilekler...
Umutlar ki yeni doğmuş, henüz çok küçük bebekler
Bebekler var küfre değil, güneşe doğru emekler...
Çıkar bir gün kozasından o bembeyaz kelebekler
Hâk yolunda cihad için, açar rengarenk çiçekler...
Bir sevda ki şehadete parmak basıyor yürekler
Bir ölüm ki son nefeste yeniden dirilecekler...
Yükseldikçe alçalırken, küfrü kaldıran direkler
Allah’ım şükürler olsun, aslına dönüyor kökler...
Nûriye Akyol /1995
Görsel alıntıdır.
5.0
100% (17)