4
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
555
Okunma

erkenci kuşlara sorun
sonbahar masalını nasıl bilirler
lohusa sancısını duvarlara çivileyen
zamana sorun nasıl sızlatır
kalbin burun
direğini
neredeyse nefessizim
asi rüzgârlar ağız dolusu isyanda
çılgın metaforların içinde altın sarısı yapraklar
güm güm atıyor yine göğsümün
ince uzun yolları
bahçelerde
sarı kızıl kahve yeşil tonları
yaşartıyor ortamı gazel döken çıplak ağaçlar
özlemler dokunaklı şarkılarda
can bulurken
savrulmakta
yaşam
evsiz barksız kalplerde
şarkısı hortumlanan bir radyonun sulu cızırtısı
teraslı bir evin köhnelenmiş deposunda
diş biliyor geleceğe
böceklenmiş beyinlerde hep aynı belirsizlik
bas gaza gidelim diyen
bir fırtınanın ağzında deli dolu yolculuk yapan zaman
bırak beni yolun
aşağısına
güneşli yuvama
sardunya kokulu kapıma
gizemli bir dilin pusulası şaştı diye
öyle melül melül bakmayın bulutlar
sıcak bir zencefilli çay iyi gider
soğuk algınlığına
mütemadiyen
kabus üreten zihni kayıp ruhlar
ateşlemeyin taş bir kafeste ağıt yakan
dilimi
karardı gün yine
gecenin ayaz kokusu üşütüyor tenimi
sağımda sallanan salıncak
solumda oturan döşemesi
eski koltuk
beni nasıl bilirsiniz
anlatın sponsoru uyduruk masallara
o masallar ki- affedersiniz ama
hiçbir gizemi yok
dil alfabenizin
mekanik bir kuşun
kanatlarında artık rahatlama zamanı
hayali engin serçeler uykuya giden yolu
sorun kedime
annem
babam beni çok aramasın
sağım solum hep güneşli
cennet
ayşe uçar
01052024
16:02