0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
293
Okunma

“Allah’ın nimetleri çoktur / çay gibisi yoktur!” derdi bir arkadaşım…
Soğuk karlı bir kış günü
İçin tir tir titriyor
Bedenin buz tutmuş gibi
Nefesinle ellerini ısıtıyor
Güneşli güzel günlerin hayaliyle
Yanıp tutuşuyorsun
Gözlerini açmaya mecalin yok
Sadece hafifçe aralayabiliyorsun
O da ne
Karşında cam bir bardak
İçinde tavşan kanı çay
Buharı göğe yükseliyor
Bir de o çayı yudumladığını düşün
Yeniden can bulursun alimAllah!
Ölümden korkuyarsan, korkma
İmanın var elhamdülillah
Ölüm köprüsünden geçecek
Kabir durağında bekleyeceksin
Amel Defteri’ni sağdan aldığını
Hesabı kolay verdiğini
Mizan’da sevaplarının ağır bastığını
Sırat’tan ışık hızıyla geçtiğini
Cennet yurduna kavuştuğunu
Tahayyül edebiliyor musun
Kevser Havuzu’nun kenarındasın
Rasül-i Kibriya (s.a.v) Efendimiz
Mübarek avuçlarıyla
Su içiriyorlar sana
Ne büyük saadet değil mi
Sonra yakuttan bir demliğe
Su dolduruveriyor Efendimiz (s.a.v).
Tebessüm ederek çay demlenmesini istiyor
Anında çay hazırlanıyor
Altından tepsiler içerisinde
Gümüşten bardaklarla
Servis ediliyor
Alemlerin Efendisi’nin (s.a.v) izniyle
Bardaklardan birisini alıyorsun
O’nun mübarek simasına bakarak
Cennet kokulu çayı yudumladığını düşün
Ebediyyen bahtiyarsın alimAllah!...
Yusuf Akkaya
5.0
100% (1)