3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
670
Okunma

Benim adım sükût
Taştan duvarları seyrediyorum gurbet diyarlarında
Onların da bir kalbi var , biliyorum
Yazılan yazıları okuyorum tren istasyonlarında
Ve artık sevmiyorum oraları
Ayrılık türküsünü söylediğinden beri ecnebi rüzgârlar
Oysa ki elim hep kalbimin kıblesindeydi
Sevdamdan başkası olmadı
Masumca ve çocukca sevmiştim
Artık sevmek mahşere kaldı
Benim adım sükût
Kendi ellerimle diktim hiçlik urbamı
O kadar güzel yakıştı ki toprak ( olacak ) bedenime
Çuval giysen yakışıyor sana derdi rahmetli annem
Onun gözünde dünyanın en güzel kızı bendim
Ahhh anne hatırlıyor musun İstanbul’dan aldığım çiçekli tacı
Senin saçların biraz papatya biraz da sümbül kokulu derdin
Hiç gerek yok taca demiştin
Yere göğe sığdıramamıştın beni
O kadar canım yanıyor ki anne
Artık hıçkırıklarımı göğsüme bastıra bastıra ağlıyorum
Merak etme kimseler duymuyor
Sadece dün bahçede çapa yaparken
Biraz sesli feryat etmişim
Alman komşum iyi misin diye sordu
Hani arka tarafta oturan sende tanıyorsun
Çok iyiyim
Bundan daha iyi olamam dedim
Gözlerime baktı kaldı
Ne o birşey söyledi
Ne de ben
Benim adım sükût
Ne kağıttan gemiler yüzdürüyorum Rhein sularında
Ne de puste blume üfleme sevincime şahitlik ediyor tabiat ana
Kahkaha atan insanlar gördükçe
Gülen yüzümü
Yavru ördekleri besleyen ellerimi özlüyorum
Benim adım sükût
Artık sevmelere çok uzağım
Sevilmelere de
Ne Leyla
Ne Şirin
Ne de Aslı olmak istedim
Sadece gönülden sevmek , sevilmek
Benim adım sükût
Gözlerimi sımsıkı kapattım
Üçe kadar sayıyorum
İçime kaçan kırlangıç çığlıkları
Lütfen artık susun
Lütfen
.
.
.
Adım sükût olduğu günden beri
Daha iyi duyuyorum kalbimin sesini
O nasıl haykırış
O nasıl sitem
Dayanamıyorum
Yaşayacağım günlerin ve çocuklarımın hatırına
Bana güç, kuvvet ver Allah’ım
Ölümsüzlük mührümü vurabileyim dilsizlik orucuma
Elimde hiçlik kalkanı
Dilimde Kelime-i Şahadetlerle
nagihan