5
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
489
Okunma

Bu gün on dört şubat ya hani
yaşamak imtihansa
acıysa
insana en büyük değeri katan
haydi, git gidebilirsen
bazen
bir sözcük
bir cümle
bir renk seçersiniz bir şiirden
dökülür kirpiklerinizden
yıllarca biriktirdikleriniz
kendiniz değilsinizdir artık
içinizin titrekliği gözlerinizden okunur
gökyüzünüzü süsler bulutlara yazılan bir isim
aynı kapıya çıkar
gördüğünüz rüyalarla kurduğunuz hayaller
şahit olmuşsunuzdur
ömrüm dediğinizin meleklerle yoldaşlığına
azaptır kuşların sesi
dahi
en sevdiğiniz çiçeklerin kokusu
yanı başınızda anı sandığı
bir çift koyukahve gözün huzurudur aradığınız
tanıdık değildir sokak lambaları
rüzgarı yalancı
yağmuru yabancı
izbe bir şehirde
hiçbir iz bırakmadan
nihayete ermiştir
dudağınızda ki gülücük izleri
tükenmiştir sevgi takatiniz
içinden geçersiniz bir şarkının
yarına dair gri olsa da renginiz
en çok istediğinizdir
dünden kalan ışıltıların hep var olması
duvarlarınız hüzün siyahı
yüreğinizde tortusu kalmış bir aşk
terk etmek istersiniz
ömür denen şehri
ama
kıyamazsınız geride bıraktıklarınıza
geriye dönersiniz
yarıladığınız akasyalı yolu
uyarsınız içinizden geçen şarkıya
bir kez daha ertelersiniz gitmelerinizi
velhasıl
tüketirsiniz bütün bahaneleri
gönül saksınızda yeni acılar filizlendirip
vazgeçersiniz gitmelerden
ve oturup
cennete bir mektup yazarsınız
tıpkı benim gibi